Hava Durumu

#Aşı

Bursa Hayat Gazetesi - Aşı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aşı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

'Aşı karşıtlığı çok ciddi bir sorun, ülkemiz için korkuyoruz' Haber

'Aşı karşıtlığı çok ciddi bir sorun, ülkemiz için korkuyoruz'

22-26 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek kongre çerçevesinde yapılan basın toplantısına Kurumun Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, Prof. Dr. Ömer Faruk Başer, Prof. Dr. Çiğdem Aktuğlu Zeybek, Prof. Dr. Ertuğrul Kıykım, Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, Prof. Dr. Nur Canpolat, Prof. Dr. Cengiz Candan katıldı. Toplantıda çocuklarda beslenme, aşılama, Gazze’deki insanlık dramı, sosyal medyadan ürün önerileri, takviye gıda kullanımı gibi birçok konuda açıklamalarda bulunuldu. "GÖRMEDİĞİMİZ, ÖNLEM ALINMAZSA YAKINDA KARŞILAŞMAK ZORUNDA KALACAĞIMIZ HASTALIKLAR VAR" Dünyada yaşanan gelişmelerden en çok çocukların etkilendiğine dikkat çeken ve Gazze'de yaşanan insanlık dramına ilişkin konuşan Kurumun Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, "Savaşlardan, göçlerden, açlıktan en fazla payını alan maalesef çocuklar, Gazze’deki büyük felaketi, katliamı yakından izliyoruz. Üzülüyoruz, isyanımızı, feryadımızı duyurmak istiyoruz. Çocuklarımızın beslenmesi giderek daha kötü oluyor. Çocuk beslenmesindeki yetersizliklere maalesef daha fazla rastlıyoruz. Aşı karşıtlığı çok ciddi bir sorun ülkemiz için çok korkuyoruz. Şimdilerde artık Türkiye'de görmediğimiz ama iyi önlem alınmazsa maalesef yakında tekrar karşılaşmak zorunda kalacağımız birtakım hastalıklar var. Bunlarla mücadele etmek istiyoruz. Aşı karşıtlığı maalesef ülkemizin sadece ülkemizin değil, bütün dünyanın yaşadığı çok ciddi bir sorun. Yani Avrupa'da da bu böyle, Amerika'da da böyle pek çok ülkede aşı karşıtlığı giderek arttı. Pandemide ortaya çıkan aşı karşıtlığı sadece pandemi aşılarının yapılmasını engellemedi. Bizim çocuklarımızın rutin yapıldığı aşıları da engelledi ki ülkemiz pandemiden önce yüzde 98’lere varan oranda çocukların aşılandığı, çok da iyi bir aşı takvimine sahip bir ülke idik. Ama maalesef bu oranlar düşmeye başladı. Kızamık aşısı için yüzde 95 kritik bir sınırdır. Bu oran 95’in altına düştüğü için ülkemizde geçen sene ciddi kızamık vakalarına rastladık. Korkarım, başka bir takım aşıyla önlenebilir hastalıkların da eğer böyle giderse bir süre sonra hortladığını hep beraber göreceğiz. Türkiye şimdi çocuk felcinden arınmış ülke ve biz buna çok çabuk ulaşmadık. Bu kazandığımız avantajları yitirmek üzereyiz gibi geliyor. Son zamanlarda ne gördük; kızamık artmaya başladı. Şimdiden önlem alınmazsa çok daha fazla artacaktır. Bazı ülkelerde böyle bir şey var; zorunlu hale gelmelidir ve aşısız çocukların okula alınmadığı ülkeler var. Onun için yasal zorunluluk haline getirilmelidir ki çocuklar doğru düzgün bir şekilde aşılansın. İkincisi; aşı karşıtlığına karşı gerçekten bir takım önlemler almak lazım. Bunlar yasal düzenlemeyle olabilecek şeylerdir. Depremde uzuvlarını kaybetmiş çocuklarımıza o uzunlarını hiç olmazsa protez olarak yeniden kazandırmak için onların psikolojik durumlarını iyileştirmek için fizik tedavileri için hatta eğitimleri sürdürebilmek için böyle bir çalışmak içerisindeyiz. 250 civarında çocuk olduğunu en son Sağlık Bakanlığı söyledi ki biz 140’ına ulaşmışız. Çok büyük bir kısmının protezleri takıldı. Bir hematolog ya da nefrolog hoca bir yoğun bakımcı maalesef bulamayacaklar, çünkü maalesef tercih edilmiyor. Şimdi bizim sorunumuz gibi görünen şey; çok kısa sürede toplumun genelinin sorunu olacak" dedi. “AŞISI OLAN BİR ŞEYDEN BİR ÇOCUĞU KAYBETMEK GERÇEKTEN ÇOK ACI" Ailelerin doğru noktaları bilgi kaynağı olarak görmesi gerektiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, "Maalesef sosyal medyada çok ciddi şekilde yanlış bilgiler dolaşıyor. Beslenme yetersizliğinin oranları; yüzde 11-16 gibi kilo ve boy açısından hastaneye yatan çocuklarda. Bu çocukları bizim tespit edebilmemiz lazım. Aile hekimlerinin ve çocuk hekimlerinin tespit etmesi gerekiyor. Bunun için süreye ihtiyacımız var. Çocuk yaş grubunda ilk 5 yaş son derece önemli. İlk 5 yaşta olan beslenme bozukluğu daha sonraki hayatındaki birçok hastalık için son derece önemli bir kriter. Bu sadece büyüme, gelişmeyle ilişkili değil, nörolojik, bağışıklık sisteminin gelişimiyle, daha ileride ortaya çıkabilecek olan birtakım hastalıklarla ilişkili. Yapabilirsek birçok ülkede çocuk yaş grubundaki şeker kullanımıyla ilgili bir çalışmayı yapmak istiyoruz. Ne yazık ki ülkemizde de çok fazla miktarda renkli şekerler, şekerli ürünlerin tüketimi çocuklarda fazla. Hekimin bir hastaya bakabilmesi için hele ki çocuk hastaya 15-20 dakikalık bir süreye ihtiyacı var. Ne yazık ki eski günlere geri dönmek üzereyiz, bu çok acı bir şey. Aşısı olan bir şeyden bir çocuğu kaybetmek gerçekten çok acı. Vitaminler herkes için kullanılması gereklidir diye bir şey yok" ifadelerini kullandı. "İŞİN KÖTÜ TARAFI; İÇERİĞİ YANLIŞ BESLENMENİN TESPİTİ ZOR" Çocuklarda beslenme konusuna ilişkin açıklamalarda bulunan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ömer Faruk Başer, "Obezite veya obezite olmasa bile yanlış içerikle beslenme yani çocuğun boyu, kilosu iyi ama tükettiği sadece karbonhidrat. İşin kötü tarafı; içeriği yanlış beslenmenin tespiti zor. Düşünün; alması gerekli olan kaloriyi sadece ekmekten alan bir çocuğun boyu, kilosu görüntüsü normal gibi durabiliyor ama aslında orada da bozukluk var. Sosyal medyada önümüze düşenlerden aileleri uzaklaştırmak bence ana kural bu" şeklinde konuştu. “ÇOK ACİL ÖNLEM ALINMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM" Çocuklarda aşı duruma ilişkin veriler paylaşan Prof. Dr. Çiğdem Aktuğlu Zeybek, “Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları Verileri bunlar; tam aşılı çocuklar için 2008’de yüzde 80,5, 2013’te yüzde 74,1, 2018’de yüzde 66,9, 2023 daha açıklanmadı. Onda bu oran büyük olasılıkla çok daha düşecek. Buna karşı çok acil önlem alınması gerektiğini düşünüyorum. Bence bu aşı karşıtlığına şu anda tarama karşıtlığı da girdi. Topuk kanı karşıtları; kanlar alınmıyor, alınmadığı için tanılar gecikiyor. Bu çok ciddi sorunlara yol açacak" dedi. "SOSYAL MEDYADA KONTROLSÜZ BİR YAYILIM VAR; YÜZDE 99’U DOKTOR OLMAYAN KİŞİLER" Sosyal medyada doktorlar dışındaki kişilerin tavsiyelerde bulunmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Kıykım, “Sosyal medyada kontrolsüz bir yayılım var. Yüzde 99’u doktor olmayan; başka başka kişiler. ‘Bunu için, çocuğunuza iyi gelecek, şunu almanız lazım, herkes bunu alsın’ böyle bir tanımlama asla yoktur. Her çocuk kendine özgüdür. Geçenlerde gördüm, ‘Her çocuk magnezyum kullanmalı’ diye bir açıklama var, böyle bir dünya yok. ‘Beslenmeciyim’ diyen de var. ‘Ben kullandım çok iyi’ diyen var. Kontrolsüz bunların hiçbirinin kullanılmaması lazım, gıda takviyesi adı altında geçiyor olsa da. Bizim ülkemizde çok tehlikeli bir laf; ya bu bitkisel zaten. Nasıl başa çıkılır inanın, hiç bilmiyorum. 1 milyon takipçili olan da var. Aslında iş tehlikeli boyuta geliyor. Bütün dünyada da bizim ülkemizde de böyle maalesef” dedi.

Ölümle sonuçlanabiliyor! Uzmanından aşı uyarısı Haber

Ölümle sonuçlanabiliyor! Uzmanından aşı uyarısı

Geçtiğimiz günlerde Defne ilçesi Meydancık Mahallesi’nde bir köpekte kuduz vakası tespit edildi. Kuduz vakasının görüldüğü Meydancık ve Güneysöğüt mahallelerinde hayvan giriş çıkışının yasaklanması bölge halkında tedirginliğe neden oldu. Defne Belediyesi ekipleri tarafından köpeklerin tedbir amaçlı toplanarak gözetim altına alması vatandaşları bir nebze de olsa rahatlattı. Defne Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Şerif Güneş, ‘kuduz hastalığı’ konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Kuduz hastalığının ölümcül ve tedavisinin olmadığını dile getiren veteriner Güneş, hastalığın direkt temasla bulaştığını belirterek, hastalıktan korunmanın en önemli yolunun panik olmadan aşı yaptırmak olduğunu belirtti. “KUDUZ HASTALIĞI, BULAŞTIKTAN İTİBAREN EN FAZLA 10-15 GÜN İÇERİSİNDE ÖLÜM GERÇEKLEŞİYOR” Kuduz hastalığının ölümcül bir hastalık olduğunu ifade eden Güneş, hastalığın direkt temasla bulaştığını belirterek, “Kuduz hastalığı, hayvana veya insana bulaştıktan itibaren en fazla 10-15 gün içerisinde ölüm gerçekleşiyor. Tedavi şansı da çok düşük olan bir hastalıktır. İnsanlar ve hayvanlar için tek korunma yöntemi aşılamadır. Kuduz olan hayvan direkt temas etmezse hiçbir şekilde size bulaşma durumu kolay kolay görülmez. Onun için paniklemeye gerek yok” dedi. “BU EVREDE HAYVAN GÖRDÜĞÜ BÜTÜN ÇEVREDEKİ CANLILARA SALDIRGANLIK EĞİLİMİ GÖSTEREBİLİR” Kuduz hastalığının görüldüğü hayvanlarda aşırı saldırganlaşmanın görüldüğünü dile getiren veteriner Güneş, “Yarasa diğer hayvanlara bulaştırabiliyor. Mikrop, özellikle kuduz olan hayvanın tükürük bezlerinde yerleşiyor. Virüs şeklinde olan bir mikroptur. Bu mikrop hayvan kuduz hastalığına yakalandığı anda belli evreleri var. Bunun üç evre şeklinde görülüyor. Özellikle saldırganlık evresi var. Tam kuduz belirtilerinin görüldüğü bir evredir. Bu evrede hayvan gördüğü bütün çevredeki canlılara saldırganlık eğilimi gösterebilir. Bir sonraki evrede, özellikle hayvan hiç yapmadığı hareketleri yapabiliyor. Mesela sakin olan bir hayvan aniden saldırganlaşabiliyor. Üçüncü ve son evrede artık felç evresi, hayvan tamamen felçler geçirir ve hareketsiz kalır. Bu felç özellikle solunum felciyle sonuçlanıp ölüme sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı.

Tüm dünya için çok ciddi küresel bir sağlık tehdidi Haber

Tüm dünya için çok ciddi küresel bir sağlık tehdidi

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Akılcı İlaç Kullanımı Dairesi Başkanı Mesil Aksoy, MKE AŞ Sosyal Tesisleri Toplantı Salonu'nda düzenlenen programın açılışında antibiyotiklerin bakterileri öldüren ve üremesini durduran ilaçlar olduğunu söyledi. Bakterilerin doğru şekilde kullanılmadığında antibiyotiklere karşı direnç geliştirerek hayatta kalmayı öğrendiklerini anlatan Aksoy, "Antimikrobiyal direnç, tüm dünya için çok ciddi küresel bir sağlık tehdidi halini almış durumda. Her bireyin kendisi için alması gereken sorumluluk var ve bu sorumluluk bilincinde hareket etmesi gerekir. Bugün bunları hatırlayalım, sorularınızı kıymetli hocalarımız cevaplasınlar istedik." diye konuştu. Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara da viral enfeksiyonlar sırasında antibiyotik kullanmanın faydasının olmadığını söyledi. Ailelerin her şeyin çabucak hallolmasını istediklerini belirten Kara, "Ne yazık ki tıpta, sağlıkta böyle kolay olmuyor. O nedenle doktora 'Antibiyotik, gerçekten gerekiyor mu?' sorusunu sormamız gerekiyor. Gereksiz kullandığımız antibiyotiklerin bizim için faydadan ziyade bir miktar zarar verme ihtimali var." dedi. "GEÇ VE UZAMIŞ KOVİD DEDİĞİMİZ BİR TABLO VAR" Kara, Kovid-19'un daha önce tanımadıkları bir virüs olduğunu dile getirdi. Salgının aniden başladığını ve bazı şeyleri daha sonra öğrendiklerini anlatan Kara, şunları söyledi: "Geç ve uzamış Kovid dediğimiz bir tablo var. Hastalığı geçirenlerin bir kısmında özellikle dikkat toplama ve hatırlamayla ilgili bazı sıkıntılar olabiliyor. Bazı kişilerde de çabuk yorulma görülebiliyor. Bunların büyük bir kısmı 6 ay ila 1 yıl içerisinde düzeliyor ama bir kısmı biraz daha uzayabiliyor. Bu kısımları daha yeni öğreniyoruz. O nedenle aşılar bu bakımdan çok önemli. Aşı olanlarda böyle bir ihtimalin olma olasılığı çok azalıyor. Ne yazık ki aşı olup hastalığı geçirenlerde de olabiliyor. Tek bildiğimiz, aşı olunmadıysa hastalığı çok ağır geçirip belki yaşamını kaybetme riski vardı." Etkinlikte İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayper Somer ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Çocuk İmmünolojisi ve Allerji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Ülker Tamay da katılımcıların sorularını yanıtladı.

Aşı olmanın faydaları ne? Haber

Aşı olmanın faydaları ne?

Aşılar, insan sağlığı için çok önemlidir. Aşılar, çeşitli hastalıkların önlenmesine yardımcı olur. Aşılar sayesinde, çocuk felci, kızamık, kabakulak, kızamıkçık, difteri, tetanoz, boğmaca, hepatit B, grip ve menenjit gibi hastalıklar büyük ölçüde önlenmiştir. Aşı olmanın yararları şunlardır: Hastalığı önlemeye yardımcı olur. Aşılar, bağışıklık sistemini, belirli bir hastalığa karşı korumaya yardımcı olur. Bu sayede, aşılanan kişi o hastalığa yakalanma riskini azaltır. Hastalığın şiddetini azaltmaya yardımcı olur. Aşılanan kişi, aşısız bir kişiye göre hastalığa yakalanırsa, hastalığın şiddeti daha az olur. Hastalığın yayılmasını önlemeye yardımcı olur. Aşılanan kişi, hastalığa yakalanırsa, hastalığa daha az süreyle maruz kalır. Bu da, hastalığa yakalanan kişinin, hastalığı başkalarına bulaştırması riskini azaltır. AŞI OLMANIN ÖNEMİ Aşılar, bireysel ve toplumsal sağlığı korumak için çok önemlidir. Aşılar, çeşitli hastalıkların önlenmesine ve yayılmasının önlenmesine yardımcı olur. Aşı olmanın faydaları, aşıların yan etkilerinden çok daha fazladır. Aşıların yan etkileri genellikle hafiftir ve kısa sürede geçer. Aşıların yan etkilerine karşı endişe duyan kişiler, doktorlarına danışabilirler. Herkesin, yaşına ve sağlık durumuna bakılmaksızın, gerekli aşıları olması önemlidir. Aşılar, sağlıklı bir yaşam sürmek için gereklidir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.