#Akdeniz

Bursa Hayat Gazetesi - Akdeniz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Akdeniz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Akdeniz'de deprem! Haber

Akdeniz'de deprem!

AFAD Suriye'de meydana gelen depremin ardından bir duyuru daha yaptı. Akdeniz'de 4,2 büyükülüğünde deprem meydana geldi. Saat 04.35'te gerçekleşen depremin yerin 7 kilometre derinliğinde gerçekleştiği bildirildi.  AZ ÖNCE DEPREM NEREDE OLDU SON DAKİKA 13 AĞUSTOS 2024? Tarih(TS) Enlem Boylam Derinlik(Km) Tip Büyüklük Yer Deprem Id 2024-08-13 06:03:09 37.93028 26.78861 7.0 ML 2.2 Ege Denizi - [18.66 km] Seferihisar (İzmir) Detay 2024-08-13 06:00:33 38.06944 29.04361 7.0 ML 2.9 Güney (Denizli) Detay 2024-08-13 05:58:29 39.42583 38.57028 7.11 ML 1.4 İliç (Erzincan) Detay 2024-08-13 05:40:50 35.18861 36.97667 13.92 ML 3.1 Salamiyah, Hamah (Suriye) - [105.33 km] Yayladağı (Hatay) Detay 2024-08-13 05:31:53 35.73861 31.26778 21.82 ML 2.0 Akdeniz - [99.91 km] Kumluca (Antalya) Detay 2024-08-13 05:21:37 35.13833 36.97583 26.8 ML 3.1 Salamiyah, Hamah (Suriye) - [109.30 km] Yayladağı (Hatay) Detay 2024-08-13 05:10:11 35.19139 37.07361 6.63 ML 2.2 Salamiyah, Hamah (Suriye) - [110.59 km] Altınözü (Hatay) Detay 2024-08-13 04:52:34 37.90639 26.81889 7.0 ML 2.1 Ege Denizi - [20.19 km] Seferihisar (İzmir) Detay 2024-08-13 04:50:07 37.91361 26.81917 7.0 ML 1.7 Ege Denizi - [19.45 km] Seferihisar (İzmir) Detay 2024-08-13 04:35:57 38.89389 29.9725 7.0 ML 1.1 Dumlupınar (Kütahya) Detay 2024-08-13 04:35:16 34.30778 24.46278 7.0 MW 4.2 Akdeniz Detay 2024-08-13 04:10:58 37.90333 26.79583 7.0 ML 2.1 Ege Denizi - [21.27 km] Seferihisar (İzmir) Detay 2024-08-13 03:57:47 37.88417 26.84722 7.0 ML 1.2 Ege Denizi - [21.67 km] Seferihisar (İzmir) Detay 2024-08-13 03:54:48 35.07389 36.92194 9.71 ML 2.0 Salamiyah, Hamah (Suriye) - [111.53 km] Yayladağı (Hatay) Detay 2024-08-13 03:51:36 38.05694 29.05917 8.98 ML 1.6 Pamukkale (Denizli) Detay 2024-08-13 03:43:07 38.02833 29.03667 7.0 ML 1.7 Pamukkale (Denizli) Detay 2024-08-13 03:32:24 38.0725 29.06556 6.94 ML 1.5 Güney (Denizli) Detay 2024-08-13 03:28:39 35.1275 36.89583 25.75 MW 4.4 Hama (Suriye) - [105.41 km] Yayladağı (Hatay) Detay 2024-08-13 03:16:50 40.98833 33.94028 6.98 ML 1.2 Tosya (Kastamonu) Detay 2024-08-13 03:11:49 41.05917 39.12472 6.87 ML 1.7 Karadeniz - [01.31 km] Eynesil (Giresun) Detay 2024-08-13 03:08:58 38.07861 29.05306 7.0 ML 0.9 Güney (Denizli) Detay 2024-08-13 03:04:53 38.07306 29.06028 6.93 ML 3.2 Güney (Denizli) Detay 2024-08-13 02:56:54 38.07389 37.625 7.0 ML 1.8 Elbistan (Kahramanmaraş) Detay 2024-08-13 02:56:33 37.93556 26.82806 7.0 ML 1.8 Ege Denizi - [16.91 km] Seferihisar (İzmir) Detay 2024-08-13 01:54:51 39.80972 33.10972 7.0 ML 1.1 Elmadağ (Ankara) Detay 2024-08-13 01:48:28 35.16889 37.04167 24.27 ML 3.3 Salamiyah, Hamah (Suriye) - [110.74 km] Altınözü (Hatay) Detay 2024-08-13 01:42:11 35.27472 36.98222 16.4 ML 2.3 Hama (Suriye) - [98.17 km] Altınözü (Hatay) Detay 2024-08-13 01:00:51 38.15333 37.25 7.0 ML 1.4 Elbistan (Kahramanmaraş) Detay 2024-08-13 01:00:06 38.13417 36.84222 7.0 ML 1.6 Afşin (Kahramanmaraş) Detay 2024-08-13 00:35:37 35.15389 37.00861 15.91 ML 3.1 Salamiyah, Hamah (Suriye) - [110.11 km] Yayladağı (Hatay) Detay 2024-08-13 00:28:52 35.20389 36.90528 6.18 ML 2.7 Hama (Suriye) - [99.59 km] Yayladağı (Hatay) Detay 2024-08-13 00:23:50 35.31194 36.95861 6.2 ML 2.3 Hama (Suriye) - [93.61 km] Altınözü (Hatay) Detay 2024-08-13 00:22:47 40.20722 23.88944 6.33 ML 2.6 Ege Denizi Detay 2024-08-13 00:15:48 35.20889 37.00889 7.39 ML 2.3 Salamiyah, Hamah (Suriye) - [105.40 km] Altınözü (Hatay) Detay 2024-08-13 00:08:20 35.1375 37.04667 16.35 ML 2.8 Salamiyah, Hamah (Suriye) - [113.79 km] Altınözü (Hatay) Detay 2024-08-13 00:02:33 35.16722 36.94389 25.81 ML 3.8 Salamiyah, Hamah (Suriye) - [104.97 km] Yayladağı (Hatay) Detay Depremler, yer yüzeyinin altındaki tektonik plakaların hareketi nedeniyle meydana gelen doğal olaylardır. Bu plakalar, dünyanın litosferini oluşturur ve sürekli hareket halindedirler. Bu hareketler sonucu oluşan gerilimler, yer kabuğunda kırılmalara veya kaymalara neden olabilir, bu da depremin meydana gelmesine yol açar.

"Karadeniz Akdenizleşebilir" Haber

"Karadeniz Akdenizleşebilir"

Uzmanlar deniz suyu sıcaklıklarındaki artış dolayısıyla Akdeniz'den Karadeniz'e yayılan deniz canlılarının ekosistem dengelerini olumsuz etkileyerek Karadeniz'i "Akdenizleştirebileceğini" belirtiyor. AA'nın iklim krizinin balıkçılık sektörü üzerindeki etkilerine yönelik hazırladığı haber dosyasının üçüncü bölümünde, denizi suyu sıcaklıklarında artış nedeniyle Akdeniz'den Karadeniz'e doğru yayılım gösteren balık ve diğer deniz canlılarının ekosisteme etkileri ele alındı.  Avrupa Birliği’ne bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi verilerine göre küresel ortalama deniz yüzeyi sıcaklığı Mart ayında 21,07 derece ile rekor kırdı. Ayrıca günlük ortalama deniz yüzeyi sıcaklığının en sıcak olduğu 100 günün 94'ü, 2024'te yaşandı. Küresel deniz yüzeyi sıcaklığındaki artışın benzeri Türkiye'yi çevreleyen sularda da görüldü. Türkiye'nin denizlerinde 2023 yılı ortalama sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının üzerinde ölçüldü. Karadeniz'de 1970-2023 ortalaması 15,3, 2023 yılı ortalaması 16,8; Marmara Denizi'nde 1970-2023 ortalaması 15,7, 2023 yılı ortalaması 17,6; Ege Denizi'nde 1970-2023 ortalaması 18,7, 2023 ortalaması 20,5; Akdeniz'de 1970-2023 ortalaması 21,5, 2023 yılı ortalaması 22,6 olarak hesaplandı. Denizlerdeki ısınmanın deniz canlılarına etkisine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Gönülal, iklim değişikliği ve deniz suyundaki ısınmanın, deniz ekosistemlerinde önemli değişikliklere neden olduğunu, Kızıldeniz'e uygun olan türlerin Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’e kadar yayılmasının büyük ölçüde bu etkiden kaynakladığını söyledi. Yabancı türlerin sayısının her geçen yıl arttığını ve 2020'de yapılan bir çalışmaya göre Türkiye genelinde 539 yabancı tür bulunduğunu aktaran Gönülal, "Karadeniz’de yabancı türlerin sayısı 30’a yaklaşırken ve Marmara’da da bu sayı 100’u çoktan geçti. Ege Denizi’nde 253, Doğu Akdeniz’de ise 413 yabancı tür bulunuyor." dedi. Yayılımın bu hızla devam etmesi durumunda yabancı türlerin sayısının yerli türleri geçmesinin muhtemel olduğunu ifade eden Gönülal, deniz suyundaki ısınma bu kadar yüksek olmasaydı yabancı tür sayısının muhtemelen 100-150 civarında kalacağı, artan sıcaklığın yabancı türlerin yayılım hızını 5-6 kat artırmış olabileceği değerlendirmesinde bulundu. "BALIKÇILIK SEKTÖRÜNDE EKONOMİK KAYIPLARA NEDEN OLABİLİR" Yabancı türlerin yayılımının, yerli türlerle rekabet oluşturarak ekosistem dengesini etkilediğini, bunun yalnızca Türkiye'nin değil, dünyadaki birçok ülkenin sorunu olduğunu vurgulayan Gönülal, şöyle devam etti: "Karadeniz'de yavaş yavaş bir Akdenizleşme eğilimi gözlemleniyor, bu durum sadece yabancı türlerle sınırlı değil. Sıcaklık artışı, Akdeniz ve Karadeniz arasındaki sıcaklık farklarının azalması bazı türlerin yayılmasına olanak tanıyor. Akdeniz ve Karadeniz ekosistemleri birbirinden farklıdır ancak sıcaklık artışıyla birlikte Akdeniz ve Ege’ye özgü balık türlerinin Marmara'ya, Karadeniz'e doğru yayılmaya başladığı görülüyor." Karadeniz ve çevresindeki bölgelerde yabancı türlerin hızla yayılmasının büyük bir sorun teşkil ettiğini dile getiren Gönülal, son yıllarda Marmara ve Karadeniz’de hızlı yayılım gösteren, ekonomik değeri yüksek türler olduğu ve mavi yengeç (Callinectes sapidus) ile 2 farklı jumbo karides türünün (Penaeus aztecus ve Penaeus pulchricaudatus) bunların arasında yer aldığı bilgisini paylaştı. Karadeniz'de yayılım gösteren ekonomik türlerin, yerli türlerle besin kaynakları açısından rekabet etmesinin ekosistem dengelerini bozabileceği uyarısında bulunan Gönülal, "Bu rekabet, hamsi, mezgit ve barbun gibi ekonomik açıdan önemli türlere dayanan balıkçılık sektöründe ekonomik kayıplara neden olabilir. Yeni gelen türlerin tanınmaması ve tüketicilerin bu türlere alışkın olmaması olumsuzluklara yol açar." diye konuştu. Deniz kirliliği ve aşırı avlanmanın da ekosistem dengesini bozarak yabancı türlerin faaliyetlerini hızlandırdığından bahseden Gönülal, ekonomik değeri olsun ya da olmasın yabancı türlerin avcılığının koordineli bir şekilde yönetilerek teşvik edilmesi, yerli stokların korunması ve kota uygulanması tavsiyelerinde bulundu. "TÜRLER AKDENİZLEŞME TEHLİKESİ ALTINDA" İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Dalyan, deniz suyu sıcaklıklarının artışı sonucunda yaladerma ve mırmır gibi Akdeniz balıklarının Karadeniz'de yayılım gösterdiğini, hızlı yüzen lambuka balığının ise Marmara Denizi’nden kayıtlarının geldiğini bildirdi. Söz konusu balıkların Atlanto-Akdeniz kökenli türler olduğuna işaret eden Dalyan, "Örneğin lambuka, kuvvetli bir pelajik avcıdır. Genellikle küçük balıkları avlayarak beslenir. Marmara'da bilinen pelajik türler arasında hamsi ve sardalya gibi geçit balıkları bulunuyor. Marmara’da lambukanın büyük popülasyonlarının oluşma ihtimali, geçit balıkları üzerinde baskı yaratabilir ve Karadeniz'den Kuzey Ege'ye senede iki defa gerçekleşen göç fenomenini derinden etkileyebilir." sözlerini sarf etti. Bir ekosisteme yeni bir türün dahil olmasının besin ağında değişikliklere yol açtığının altını çizen Dalyan, şunları söyledi: "Karadeniz gibi balıkçılığımızın büyük kısmının gerçekleştiği ve binlerce yılda oluşmuş bu deniz ekosistemindeki türler Akdenizleşme tehlikesi altında. Bu türlerin besin zincirindeki yerlerini ve ekosistem üzerindeki etkilerini anlamak şu an için mümkün değil çünkü veri eksikliği var. Karadeniz’in Akdenizleşmesi ile daha az hamsiyi tezgahlarda görebiliriz ve bu durum, ekonomik ve ekolojik değişikliklere neden olabilir. 'Akdenizleşme' kavramı, Akdeniz'in flora ve faunasının Karadeniz'e hakim olması, Karadeniz’in kendine özgü yapısının kaybolması anlamına geliyor. Bu durum 2 denizin biyolojik açıdan farklı yapılarının ortadan kalkmasına, ekosistem çeşitliliğinin kaybolmasına ve tek bir ekosistem haline gelmesine neden olabilir." Dalyan, ekosistemlerin tek tip haline gelmesi durumunda, oluşan negatif etkilerin tüm bölgeye yayılacağını, çeşitliliğin korunmasının, farklı ekosistemlerin varlığını sürdürebilmesinin ve bu ekosistemlerdeki değerlerin korunmasının büyük risk altına gireceğini kaydetti. İnsanlığın doğa üzerindeki etkisini mutlaka sınırlandırması gerektiğini ifade eden Dalyan, sözlerini şöyle tamamladı: "Gideceğimiz başka bir gezegen yok. Denizlere bıraktığımız kirlilik yükü azaltılmalı, deniz ekosistemlerinin korunması için çaba sarf edilmeli. Aşırı avcılık, kirlilik, sıcaklık artışı, ekosistemleri sağlıksız hale getiriyor ve hassas türlerin yok olmasına neden oluyor. Şehirleşme ile hızlı habitat ve kıyı kaybı gibi nedenler ekosistemleri ciddi strese sokuyor ve canlıların değişimlere adaptasyonunu zorlaştırıyor. Bu kapsamda, endüstriyel balıkçılığın yeniden düzenlenmesi, küçük balıkçının desteklenmesi, kirlilik baskısının azaltılması, deniz koruma alanlarının yaratılması ve Karadeniz’e ait olmayan türlerin takibi ve savuşturulması gibi faaliyetlerle mevcut ekosistemin korunmaya çalışılması çok önemli."

Nadir görülen hava olayları olmaktan çıktı! Haber

Nadir görülen hava olayları olmaktan çıktı!

Bilim insanları, fosil yakıtların yol açtığı iklim değişikliği olmadan Akdeniz'deki aşırı sıcak hava dalgasının gerçekleşmesinin imkansız olduğunu belirledi. Akdeniz ülkeleri bu ay 40 dereceyi aşan sıcaklıklarla mücadele etti. Fas'ta 21 kişi sıcaklıklar nedeniyle hayatını kaybederken, Portekiz ve Yunanistan'da orman yangınları arttı, İtalya ve İspanya'da su kısıtları ve kuraklıklar yaşandı. Sıcaklar, Fransa'daki Olimpiyat Oyunları'nda sporcuların ve izleyicilerin sağlığını riske atacak seviyeye ulaştı. Uluslararası bilim insanlarının oluşturduğu World Weather Attribution (WWA) tarafından yapılan ilişkilendirme analizinde, bu ay Avrupa'nın büyük bir kısmını ve Kuzey Afrika'yı etkileyen aşırı sıcak hava dalgasının iklim değişikliğiyle ilişkisi incelendi. Çalışmayı İngiltere, ABD, İsveç ve Hollanda'daki üniversite ve meteoroloji kuruluşlarından bilim insanları gerçekleştirdi. Bilim insanları, petrol, gaz ve kömür gibi fosil yakıtların kullanımı ve ormansızlaşma gibi insan faaliyetlerinin yol açtığı küresel ısınma olmadan bu ayki aşırı sıcakların yaşanmasının imkansız olduğunu tespit etti. Analize göre, temmuz aylarında görülen aşırı sıcaklar artık nadir görülen hava olayları olmaktan çıktı. İnsan faaliyetleri kaynaklı küresel ısınma nedeniyle ortalama sıcaklıkların sanayi devrimi öncesindeki sıcaklık ortalamasına göre 1,3 derece arttığı mevcut iklimde, aşırı sıcak temmuz ayları yaklaşık 10 yılda bir olası hale geldi. Ayrıca, Avrupa'da hava sıcaklıkları iklim değişikliği nedeniyle sanayi devrimi öncesindeki sıcaklık ortalamasından 2,5 ila 3,3 derece daha sıcak seyrediyor. "İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ OLMASAYDI PARİS 3 DERECE DAHA SERİN VE SPORCULAR İÇİN GÜVENLİ OLURDU" Londra Imperial College Grantham Enstitüsü İklim Değişikliği ve Çevre Bölümü İklim Bilimi Kıdemli Öğretim Görevlisi Friederike Otto, analize ilişkin değerlendirmesinde, iklim değişikliğinin olimpiyatları da vurduğunu belirtti. Otto, "Dünya, sporcuların 35 derece sıcaklıkta nasıl bunaldığını izledi. Eğer atmosfer fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan emisyonlarla aşırı yüklenmemiş olsaydı, Paris yaklaşık 3 derece daha serin ve spor için çok daha güvenli olurdu. Ayrıca, ne yazık ki Akdeniz'deki pek çok insan buz torbası, klima ya da iş yerinde serinleme molası gibi lükslere sahip değil. Bu insanlar için aşırı sıcaklar ölüm anlamına gelebilir." ifadelerini kullandı. Londra Imperial College Grantham Enstitüsü İklim Değişikliği ve Çevre Bölümü Araştırmacısı Mariam Zachariah da Akdeniz'i kavuran tehlikeli sıcaklığın iklim değişikliğinin boyutlarını gözler önüne serdiğini dile getirdi. Zachariah, "Avrupa, diğer kıtalara göre iki kat daha hızlı ve hatta iklim modellerinin öngördüğünden daha hızlı ısınıyor. İklim değişikliği uzak bir tehdit değil." değerlendirmesini yaptı.

Akdeniz'de deprem! Haber

Akdeniz'de deprem!

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme Ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM) sayfasında Akdeniz'de saat 02:59'da 3,9 büyüklüğünde deprem olduğu duyuruldu. Deprem zeminden 74,0 kilometre derinlikte meydana geldi.  DEPREM NEDİR? Deprem, yer kabuğunda ani olarak oluşan kırılmalar ve fay hatları hareketi sonucunda meydana gelen titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü sarsma olayıdır. Bu titreşimler, yeraltındaki fay hatlarının kırılması veya kayması ile oluşur. Depremler, kısa ve şiddetli sarsıntılardan uzun ve dalgalı sarsıntılara kadar değişen şekillerde olabilir. Depremlerin Ölçümü: Depremler, büyüklük ve şiddet olmak üzere iki farklı ölçekte ölçülür. Büyüklük: Depremin enerjisini ve fay hattındaki kırılmanın boyutunu gösterir. Richter ölçeği ile ölçülür. Büyüklük 3'ten 8'e kadar değişen değerlere sahiptir. Her bir tam sayısal artış, sismik dalgaların genliğinde ve salınım enerjisinde yaklaşık 31 kat artış anlamına gelir. Şiddet: Depremin yeryüzünde hissedilen etkisini ve yıkıcılığını gösterir. Mercalli ölçeği ile ölçülür. Şiddet 1'den 12'ye kadar değişen değerlere sahiptir. Depremlerin Türleri: Depremler, fay hatlarının kırılma şekillerine ve konumlarına göre farklı türlere ayrılır. En yaygın deprem türleri şunlardır: Tektonik Depremler: Yer kabuğundaki fay hatlarının kırılması veya kayması sonucunda meydana gelen en yaygın deprem türüdür. Volkanik Depremler: Yanardağ patlamaları ile ilişkili olan depremlerdir. Çökme Depremler: Yeraltındaki su veya petrol yataklarının boşaltılması sonucunda yer kabuğunun çökmesi ile meydana gelen depremlerdir. Patlama Depremler: Yeraltında mağaraların çökmesi veya gaz patlamaları sonucunda meydana gelen küçük çaplı depremlerdir. Depremlerin Etkileri: Depremler, binaların yıkılmasına, can kaybına ve yaralanmalara, yolların ve köprülerin hasar görmesine, yangınlara ve tsunamilere neden olabilir. Depremlerin etkileri, depremin büyüklüğüne, şiddetine, yeraltındaki derinliğine ve meydana geldiği yere bağlı olarak değişir. Depremlere Hazırlık: Depremlere karşı önceden hazırlıklı olmak, can kaybını ve yaralanmaları en aza indirmek için çok önemlidir. Depremlere hazırlık için yapılabilecek bazı şeyler şunlardır: Deprem çantası hazırlamak: İlk yardım çantası, yiyecek, su, battaniye, radyo ve el feneri gibi acil durumlarda ihtiyaç duyulabilecek malzemelerin yer aldığı bir çanta hazırlamak. Ev ve işyerinin depreme dayanıklı hale getirilmesi: Binaların sağlamlığını kontrol ettirmek, deprem esnasında yıkılma riski yüksek olan eşyaları sabitlemek. Acil durum planı oluşturmak: Deprem esnasında ne yapılması gerektiğine dair bir plan oluşturmak ve tüm aile bireylerinin bu plandan haberdar olmasını sağlamak. Deprem tatbikatlarına katılmak: Deprem esnasında nasıl davranılması gerektiğini öğrenmek için düzenlenen tatbikatlara katılmak.

Doç. Dr. Cem Dalyan en büyük problem olarak açıkladı: Biyoçeşitlilik kaybına yol açıyor Haber

Doç. Dr. Cem Dalyan en büyük problem olarak açıkladı: Biyoçeşitlilik kaybına yol açıyor

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Dalyan, denizlerde biyoçeşitlilik kaybının en büyük problem olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Dalyan, küresel ısınmanın etkisiyle denizlerde biyoçeşitlilik yönünden yaşanan sorunlara ilişkin 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, denizlerin hoyrat şekilde kullanıldığını, bu konuda biraz daha dikkatli olunması ve çaba gösterilmesi gerektiğini bildirdi. Denizlerin, güney kıyılardan başlayarak çok fazla ve çok çeşitli sorunları olduğunu ifade eden Dalyan, "Genel olarak biyoçeşitlilik kaybı en büyük problemimiz. Biyoçeşitlilik kaybı derken özellikle güney kıyılarımızdan, yoğunlukla Süveyş Kanalı'ndan gelen birçok canlı bulunuyor. Bunlar tür sayısında bir artışa neden oluyor ancak Akdeniz'in biyoçeşitliliği üzerinde çok daha büyük kayıplara neden oluyor." değerlendimesinde bulundu. Dünyanın birçok yerinde deniz suyu sıcaklığının arttığını, Akdeniz'de de bu artışın söz konusu olduğunu belirten Dalyan, sözlerine şöyle devam etti: "Daha güneyden gelen canlılar olduklarından avantaj sağlayarak burada daha başarılı popülasyonlar oluşturabiliyorlar. Yerli türler üzerinde ciddi baskıları var bu türlerin. Bu türler özellikle güney kıyılarımızı ve Ege Denizi'nin güneyini tehdit eden türler. Burada oluşmuş hem kültürel yapıyı hem balıkçılık sektörünü, turizmi, soframıza gelen gıdayı değiştirecek nitelikte etkiler yaratıyorlar. Örneğin lokum balığı denen ya da bölgede gümüş balığı diye adlandırılan bir tür var. Gümüş aslında bizim yerli türümüze verilen isimdi ama 1950'lerden beri bu türün hakimiyetiyle kendi yerli ıskarmoz, gümüş ya da lokum balığı dediğimiz türü kaybettik, yerinde Kızıldeniz göçmeni olan lokum balığı bulunuyor. Bu, besin zincirinde de önemli etkilere neden oluyor. Ekosistemde besin zinciri ya da besin ağı değiştiği zaman daha büyük sorunlara yol açıyor. Gelen balıklardan iki tür var ki çarpan, çırpan ya da sokar balıkları dediğimiz balıklar tamamıyla denizdeki yosun ve bitkilerle besleniyor, güney kıyılarımızda neredeyse yosun bırakmadılar. Dolayısıyla besin zincirindeki herhangi bir halkada oluşacak bu büyüklükteki bir etki bütün denizin değişmesine sebep oluyor. Özellikle son 50 yıldır güney kıyılarımızda her şeyin değiştiğinden bahsedebiliriz." Denize bırakılan atıklar, sıcaklıkla birleşince kirliliğin daha büyük problemlere yol açmaya başladığını anlatan Dalyan, "Güney kıyılarımızda bir çok yeri kaybetme tehlikesi altında olduğumuzu söyleyebilirim. Dünyada 20 sene önce yapılmış modellerde beklenen sıcaklığın geleceği durumla ilgili değerlere şu an varmış durumdayız. Bu bir çığ gibi büyüyor. Bundan 30-40 sene sonrasını planladığımız değerlere büyük ihtimalle 10 sene içinde ulaşacağız ve ciddi önlemler almazsak, bu konuyla ilgilenmezsek denizlerimiz çok ciddi tehdit altında." diye konuştu. "BİR TÜRÜN KIYAMETİ GERÇEKLEŞTİ AKDENİZ'DE" Doç. Dr. Dalyan, Akdeniz'in en büyük çift kabuklusu olarak bilinen, deniz suyundaki atıkları süzerek filtreleyen pinaların 2018 yılında oluşmaya başlayan bir etkiyle, kısa süre içinde Akdeniz'de yok olduğunu, geriye kalan pinaların ise sadece Marmara Denizi'nde yaşadığını belirtti. Akdeniz'in birkaç yerinde çok küçük popülasyonlara rastlandığını anlatan Dalyan, "Bir türün kıyameti gerçekleşti Akdeniz'de. Kıyamet, insan türünün ortadan yok olmasıysa, Akdeniz'de de pina türü yok oldu. Sindirim sistemlerinde yaşayan tek hücreli canlı neden oldu bu ölüme. Sıcaklıkla tetiklendiği söyleniyor. Her zaman sindirim sisteminde yaşayan bu tek hücrelinin, sıcaklıkla birlikte daha fazla aktif olduğu, pinaların Akdeniz'de tamamının yok olduğu söyleniyor." ifadesini kullandı. Dalyan, "Denizlerdeki ısınma büyük problem. Bu konuda hem ulusal stratejiler geliştirmeli hem uluslararası stratejilere katılım sağlamalıyız." dedi. İstilacı yabancı türleri takip etmek için İskenderun-Mersin arasında çalıştıklarını, hem besin zincirindeki yerlerini hem balıkçılığa etkilerini hem de ekosistem bütçesinde yarattıkları kaybı hesaplamaya çalıştıklarını belirten Dalyan, "Son 100 senedeki değişimden önceki Akdeniz'i çalışmak için Kuzey Ege'ye ağırlık vermiş durumdayız. Kuzey Ege yapısı gereği belki de Doğu Akdeniz'in en doğal hali diyebiliriz. Bir de Kuzey Ege'de koruma çalışmaları, biyoçeşitliliği, balığı ve balıkçılığı takip etmeye çalışıyoruz." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.