Ağrı Dağı efsanesi nedir? Ağrı Dağı'nın tepesinde ne var?
Ağrı Dağı'nda tırmanış yaparken olumsuz hava şartları nedeniyle hayatını kaybeden 2 kişinin cansız bedeni günler sonra dağdan indirildi. Peki, Ağrı Dağı nerede? Ağrı Dağı efsanesi nedir? Ağrı Dağı'nın tepesinde ne var?
AĞRI DAĞI NEREDE?
Türkiye’nin en yüksek zirvesi olan Ağrı Dağı (5137 metre), sönmüş bir volkandır. Doğu Anadolu Volkan Dizisi üzerinde yükselen bu dağ, Türk, İran ve Ermenistan sınırlarının kesişim noktasında bulunur. Kuzeyinde Iğdır Ovası (840 metre), güneyinde Doğubeyazıt Ovası (1640 metre) ve güneydoğusunda sönmüş bir volkan olan Küçük Ağrı Dağı (3896 metre) yer alır. Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı volkan dağları arasında ise Serdar Bulağı Platosu bulunur. Bu lav platosu, sönmüş iki volkan dağını birbirine bağlar ve 2600 metre yüksekliğindedir.
AĞRI DAĞI İKİ BACI EFSANESİ:
Bir zamanlar Ağrı Dağı’nın bulunduğu yer geniş bir ova imiş. Bu ovada yaşayan bir köylünün iki kızı varmış. Bir gün, bu iki kardeş odun toplamaya gitmişler. Yeterince odun topladıktan sonra, büyük kız, odun yüklü sepeti küçük kardeşinin sırtına yüklemiş ve yola koyulmuşlar. Bir süre yürüdükten sonra, yorulan ve beli ağrıyan küçük kız, ablasına dönüp, “Belim çok ağrıdı abla, lütfen biraz da sen taşı” demiş. Ancak ablası bu sözleri dikkate almamış. Biraz daha ilerlediklerinde, küçük kız tekrar ablasına seslenmiş ama ablası yine umursamamış. Küçük kız en sonunda dayanamayıp, “Abla, abla, senin gibi bir abla olacağına olmaz olsun. Dağ olasın, taş olasın, uzun uzun kış olasın belimdeki ağrı adın, seller ve yağmurlar muradın olsun” şeklinde beddua etmiş.
Bunu duyan abla da karşılık vermiş: “Senin gibi bir kardeşim olacağına taş olayım, saçlarım çayır, eteklerim bayır olsun. Başın dilin gibi sivri, yamacın boynun gibi eğri, adın da benim gibi ağrı olsun.”
Tam o sırada büyük bir gürültü kopmuş ve etrafı bir toz bulutu kaplamış. Biraz sonra, ovada iki büyük dağ yükselmiş: biri Küçük Ağrı, diğeri Büyük Ağrı. Böylece, geçimsiz iki kardeşten her biri birer dağa dönüşmüş.
AĞRI DAĞI EFSANESİ GERÇEK Mİ?
Ağrı Dağı Efsanesi, "dağlı" Ahmet ile Osmanlı paşası Mahmut Han’ın kızı Gülbahar arasında filizlenen aşkı anlatır. Bu aşk, Osmanlı paşasına ait bir atın, beklenmedik bir şekilde Ahmet’i sürekli geri dönmeye zorlamasıyla alevlenir. Ahmet, kaval çalma yeteneğini geçmişinden miras almıştır; iki göbek öteden ataları da kaval çalmıştır. Atın, kaval sesinden etkilendiği düşünülür. Gülbahar da Ahmet’in kaval çalmasından büyük keyif almıştır.
Atın Ahmet’i bulması ve yanından ayrılmaması ile ilgili hikaye, geleneksel aktarım yöntemleriyle ve halk anlatıcılarının dilinden sözlü belleğe ve farklı coğrafyalara yayılmıştır. “Atın, Ahmet’in, Sofi’nin ve Musa Bey’in hikayeleri Vandan Malatya’ya, Malatya’dan Kafkaslara, oradan Anadolu’nun iç bölgelerine kadar yayılmıştır. At ve Ahmet hakkında dengbejler türküler söylemiş ve gittikleri yerlerde bu türküler dinlenmiştir” (Yaşar Kemal, 2015: 31).
EN BÜYÜK EFSANE
Ağrı Dağı efsanesi, kitaplara ve filmlere konu olan, birbirine aşık ama kavuşamayan iki gencin öyküsünü anlatan en büyük efsanedir. Bu destan, kendi geleneklerini acımasız bir paşa olan Mahmut Han’a karşı savunan çoban Ahmet ile Mahmut Han’ın güzeller güzeli kızı Gülbahar’ın aşkını konu alır.
AĞRI DAĞI'NIN TEPESİNDE NE VAR?
Ağrı Dağı'nın zirvesi kar ve buzullarla kaplıdır. Bu zirvede bulunan buzul, Türkiye’nin en büyük buzuludur. Ağrı Dağı'nın tepesindeki karlar ve buzullar, hiçbir mevsimde erimez. Ağrı’ya gelerek bu muhteşem manzarayı yakından görebilirsiniz.
Web.tv
