"Uygur Türkü Çin’e sınır dışı edilecek" iddiasına resmi açıklama

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı, bazı basın yayın organları ve sosyal medya platformlarında yayılan Uygur Türkü bir şahsın Çin’e sınır dışı edileceğine dair asılsız iddialara yanıt verdi.

Yapılan resmi açıklamada, söz konusu şahsın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma çerçevesinde 17 Ekim 2024 tarihinde gözaltına alındığı ve ardından 20 Ekim 2024 tarihinde İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne bağlı geri gönderme merkezine teslim edildiği belirtildi.

KİMSE TEHDİT ALTINDA BULUNAN BİR YERE GERİ GÖNDERİLMEZ

Açıklamada, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, hiçbir bireyin işkence görme riski taşıdığı, dini, etnik kökeni, siyasi görüşü veya belirli bir toplumsal gruba mensubiyeti dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunduğu bir yere geri gönderilmeyeceği vurgulandı.

İDDİALAR GERÇEK DIŞI

Bu bağlamda, bahsi geçen şahsa, Çin’e gitmek istediğine dair herhangi bir evrak imzalatılmaya çalışıldığı iddiasının kesinlikle gerçek dışı olduğu ifade edildi.

HİÇBİR UYGUR TÜRKÜ ÇİN’E GÖNDERİLMEDİ

Göç İdaresi’nin açıklamasında, Türkiye’deki yasal prosedürlerin ve uluslararası koruma ilkelerinin titizlikle uygulandığına dikkat çekilerek, bugüne kadar hiçbir Uygur Türkü’nün Çin’e geri gönderilmediği vurgulandı. Bu durum, Türkiye’nin insan haklarına saygı gösteren bir ülke olarak uluslararası yükümlülüklerini yerine getirdiğini göstermektedir.

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA

Konuyla ilgili olarak İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de bir açıklama yaparak, sosyal medyada yayılan haberlerin doğru olmadığını bildirdi. İlgili şahsın gözaltına alınma sürecinin hukuki çerçevede devam ettiğini belirten merkez, kamuoyuna bu tür asılsız iddialara itibar edilmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Sonuç olarak, Türkiye’nin uluslararası normlara uygun bir şekilde hareket ettiği ve insan hakları ihlallerine karşı durduğu mesajı verildi. Yetkililer, yalan haberlerin yayılmasının toplumda huzursuzluğa yol açabileceğini ve bu tür yanlış bilgilendirmelere karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etti.