75 yaşındaki İsmail Uslu, kırk beş yıldır kâğıt toplayarak geri dönüşüme katkı sağlıyor. Toplumsal fayda yarattığı mesleğine tutkuyla bağlı olan Uslu, bazı kimselerin geri dönüşümün savunulmasına rağmen kâğıt toplayıcıların hor görülmesini büyük bir çelişki olarak değerlendiriyor.
Haber Giriş Tarihi: 09.09.2024 16:08
Haber Güncellenme Tarihi: 09.09.2024 16:11
Kaynak:
Damla Dilmeç
Kağıt, günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Gazetelerden dergilere, paketleme malzemelerinden not defterlerine kadar her yerde kullanılır. Ancak, yoğun kullanımının çevresel etkileri göz ardı edilemez. Kağıt üretimi, büyük miktarda ağaç kesimine, enerji tüketimine ve su kullanımına neden olur. Bu nedenle, kağıt toplama ve kağıt-karton dönüşümü, çevreyi koruma ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme açısından hayati bir rol oynar.
BİR TON KAĞIT, 17 AĞACIN KESİLMESİNİ ENGELLER
Kağıt toplama, geri dönüşüm sürecinin ilk ve en kritik adımıdır. Bu işlem, atık kağıtların çöpe gitmek yerine yeniden işlenip kullanılabilir hale getirilmesini sağlar. Özellikle büyük şehirlerde, sokaklarda ve çöp kutularında biriken kağıt atıkları, geri dönüşüm tesislerine ulaşmadan önce toplanmalıdır. Kağıt toplayıcılar, bu süreçte önemli bir rol oynarlar. Sokak sokak gezerek, hem çevre temizliğine katkıda bulunurlar hem de geri dönüşümün ham maddesini sağlarlar. Toplanan kağıtların geri dönüşüme kazandırılması, doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur. Örneğin, bir ton geri dönüştürülmüş kağıt, yaklaşık 17 ağacın kesilmesini önler. Ayrıca, geri dönüşüm süreci, yeni kağıt üretimine kıyasla %40-70 daha az enerji ve su kullanır. Bu, sera gazı emisyonlarını azaltır ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir katkı sağlar.
KIRK BEŞ YILDIR SOKAK SOKA GEZİYOR
75 yaşında kağıt toplayarak geçimini sağlayan İsmail Uslu, Bursa'nın merkezinde kırk beş yıldır kağıt ve karton topluyor. Geri dönüşümün dünya için önemli olduğu vurgulayan Uslu, “Geri dönüşüm dünyanın sürdürülebilirliği için çok büyük önem taşıyor. Bu süreçte dönüşüm için toplama yapan kişiler önemli rol oynuyor. Fakat toplumda bu mesleğe karşı doğru bilinen yanlışlar var. Kimi çok fazla kazanç sağladığımızı düşünürken, kimide bizi dileniyor zannediyor. Bu işi yaparken üstümüz başımız kir pas içinde kalabiliyor. Ama ne dileniyoruz. Ne de bu işten sanıldığı kadar çok para kazanıyoruz.”dedi.
“SORUNU BAŞTAN ÇÖZMEZSEN, DAHA DA BÜYÜR”
Zamanın çok değiştiğini esnaf arasında da birlik ve beraberliğin kaybolduğunu dile getiren Uslu,"Hayat öyle bir hale geldi ki insanlar birbirine yardım etmekten korkar oldu. ‘Acaba başıma bir iş gelir mi?’ diye düşünüyorlar ve bu yüzden ne etliye ne sütlüye karışıyorlar. Ekonomik durum çok kötü, işsizlik korkusu insanların en büyük endişesi haline geldi. Herkesin bakmakla sorumlu olduğu birileri var. Belki birçok insan bunların ekonomiyle ilgisi olmadığını düşünüyor ama aslında her sorunun temelinde maddi sıkıntılar ve ekonomi yatıyor. İnsanlar yeterince kazanmıyor, bu da aile içi gerilimi artırıyor. Kadınlar üç kuruşla evi geçindirmeye çalışıyor, yetmiyor, onların da yüzü asılıyor. Çocuklar ihtiyaçlarını dile getirmek istiyor ama para yok. Sokakta bir olay oluyor, kimse müdahale edemiyor çünkü işsiz kalma korkusu var. 'Başıma bir şey gelirse aileme kim bakacak?' diye düşünüyorlar. Hayatta bir sorun diğerini doğuruyor. Sorunu baştan çözmezsen, o sorun daha da büyür." diye belirtti.
“KAZANÇ HER ZAMAN DEĞİŞİYOR”
Halk tarafından kağıt, karton, cam vesaire gibi dönüşüm ürünlerini toplamanın çok fazla kazanç getirdiği sanılıyor. Bu mesleğe karşı pek çok doğru bilinen yanlış olduğunu söyleyen Uslu, “Karton toplama işi sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Sabahtan akşama kadar elinde çekçek arabaları ile geziyorsun. Her yerin kir pas içinde kalıyor. Bu mesleğin çok zorluğu var. İnsanlar da bu işe karşı doğru olduğu sanılan yanlış bilgiler var. Kimisi bu mesleği yapanlara acıyor. Dilenci ile kıyaslıyor. Bu bir meslek, bunu ben yapmasam o yapmasa bu kartonlar nasıl dönüşüme girecek. Biz insanların tükettiklerini yeniden üretilmesi için aracı oluyoruz. Bu utanılacak bir şey değil. Üstümüz başımız kirleniyor ama her işin ufak tefek sorunları var. Bir diğer doğru bilinen yanlış ise bu işin çok iyi kazanç sağladığı. Böyle bir şey yok. Bazen öyle rakamlar duyuyorum ki, aklınız şaşar ya biz günde on bin, yirmi bin kazanıyormuşuz. Böyle bir şey olabilir mi? Öyle olsa kimse elim başım kirlenecek demez bu işe koşar. Biz topladığımız kâğıtları fabrikalara veriyoruz. Verdiğin firmadan firmaya ücret değişebilir. Bu değişim çok fazla olmaz. Maksimum 2-3 lira fark olabilir. Ben kartonları kilo başına 3 liradan veriyorum. Gün içerinde kaç kilo toplarsan o kadar kazanç elde edersin. Benim gün içerinde ortalama yüz kilo falan oluyor. Yani benim genel olarak günlük kazancım 300 lira civarında seyrediyor. Her zaman bu böyle olmuyor. Bazen 100 lira bile alamıyorsun. Bu işte kazanç her zaman değişiyor. Kazandığımız sanılan rakamların alınması olanaksız.” diye vurguladı.
“ONLARIN KONUŞTUĞU DÖNÜŞÜMÜ BİZ İCRA EDİYORUZ”
Bazı insanlar var. Çeşitli yerlerde geri dönüşümün ne kadar önemli olduğu hakkında konuşmalar yapıyor. ‘Dünya için geri dönüşüm gerekiyor’, ‘yaşanabilir bir dünya için tüketme dönüştür’ gibi sloganlar atıyorlar. Bizi görünce ise hakir bakıyorlar. Onların konuştuğu dönüşümü biz icra ediyoruz. Ama yine hor görülen biziz. Bu bir meslek, bunu ben yapmasam o yapmasa nasıl toplanacak onca kağıt, karton vs. geri dönüşüm ile birlikte kaç tane ağacın kesilmesinin önüne geçiliyor. Sayın Emine Erdoğan’da dönüşüm çağrıları yapıyor. Dünya’nın dönüştüğü hale bakınca insanlar, geri dönüşümün ne kadar önemli olduğunu anladı. Geri dönüşüm çok önemli ağaçlarımızı kesmeden bir üretim yapıyoruz. Zorlukları olsa da bir kazanç sağlarken topluma faydalı olmak çok güzel hissettiriyor. Bunun yanı sıra gezdiğin yerlerde herkes seni tanıyor. Bir sürü dost ediniyorsun. Kapalı Çarşı’da hemen hemen herkesi tanırım. Onlarda beni tanır. Yetmiş beş yaşındayım birçok gençten daha dinç durumdayım. Sokak sokak geziyor olmak. El arabasını taşıyor olmak spor yapmak gibi oluyor. Şimdi günümüzde gençler çok hantallaşmaya başladı. Evde oturmak yerine bu işi yapabilirler.” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursa Hayat Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sürdürülebilir geleceğin anahtarı geri dönüşüm
75 yaşındaki İsmail Uslu, kırk beş yıldır kâğıt toplayarak geri dönüşüme katkı sağlıyor. Toplumsal fayda yarattığı mesleğine tutkuyla bağlı olan Uslu, bazı kimselerin geri dönüşümün savunulmasına rağmen kâğıt toplayıcıların hor görülmesini büyük bir çelişki olarak değerlendiriyor.
Kağıt, günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Gazetelerden dergilere, paketleme malzemelerinden not defterlerine kadar her yerde kullanılır. Ancak, yoğun kullanımının çevresel etkileri göz ardı edilemez. Kağıt üretimi, büyük miktarda ağaç kesimine, enerji tüketimine ve su kullanımına neden olur. Bu nedenle, kağıt toplama ve kağıt-karton dönüşümü, çevreyi koruma ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme açısından hayati bir rol oynar.
BİR TON KAĞIT, 17 AĞACIN KESİLMESİNİ ENGELLER
Kağıt toplama, geri dönüşüm sürecinin ilk ve en kritik adımıdır. Bu işlem, atık kağıtların çöpe gitmek yerine yeniden işlenip kullanılabilir hale getirilmesini sağlar. Özellikle büyük şehirlerde, sokaklarda ve çöp kutularında biriken kağıt atıkları, geri dönüşüm tesislerine ulaşmadan önce toplanmalıdır. Kağıt toplayıcılar, bu süreçte önemli bir rol oynarlar. Sokak sokak gezerek, hem çevre temizliğine katkıda bulunurlar hem de geri dönüşümün ham maddesini sağlarlar. Toplanan kağıtların geri dönüşüme kazandırılması, doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur. Örneğin, bir ton geri dönüştürülmüş kağıt, yaklaşık 17 ağacın kesilmesini önler. Ayrıca, geri dönüşüm süreci, yeni kağıt üretimine kıyasla %40-70 daha az enerji ve su kullanır. Bu, sera gazı emisyonlarını azaltır ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir katkı sağlar.
KIRK BEŞ YILDIR SOKAK SOKA GEZİYOR
75 yaşında kağıt toplayarak geçimini sağlayan İsmail Uslu, Bursa'nın merkezinde kırk beş yıldır kağıt ve karton topluyor. Geri dönüşümün dünya için önemli olduğu vurgulayan Uslu, “Geri dönüşüm dünyanın sürdürülebilirliği için çok büyük önem taşıyor. Bu süreçte dönüşüm için toplama yapan kişiler önemli rol oynuyor. Fakat toplumda bu mesleğe karşı doğru bilinen yanlışlar var. Kimi çok fazla kazanç sağladığımızı düşünürken, kimide bizi dileniyor zannediyor. Bu işi yaparken üstümüz başımız kir pas içinde kalabiliyor. Ama ne dileniyoruz. Ne de bu işten sanıldığı kadar çok para kazanıyoruz.”dedi.
“SORUNU BAŞTAN ÇÖZMEZSEN, DAHA DA BÜYÜR”
Zamanın çok değiştiğini esnaf arasında da birlik ve beraberliğin kaybolduğunu dile getiren Uslu,"Hayat öyle bir hale geldi ki insanlar birbirine yardım etmekten korkar oldu. ‘Acaba başıma bir iş gelir mi?’ diye düşünüyorlar ve bu yüzden ne etliye ne sütlüye karışıyorlar. Ekonomik durum çok kötü, işsizlik korkusu insanların en büyük endişesi haline geldi. Herkesin bakmakla sorumlu olduğu birileri var. Belki birçok insan bunların ekonomiyle ilgisi olmadığını düşünüyor ama aslında her sorunun temelinde maddi sıkıntılar ve ekonomi yatıyor. İnsanlar yeterince kazanmıyor, bu da aile içi gerilimi artırıyor. Kadınlar üç kuruşla evi geçindirmeye çalışıyor, yetmiyor, onların da yüzü asılıyor. Çocuklar ihtiyaçlarını dile getirmek istiyor ama para yok. Sokakta bir olay oluyor, kimse müdahale edemiyor çünkü işsiz kalma korkusu var. 'Başıma bir şey gelirse aileme kim bakacak?' diye düşünüyorlar. Hayatta bir sorun diğerini doğuruyor. Sorunu baştan çözmezsen, o sorun daha da büyür." diye belirtti.
“KAZANÇ HER ZAMAN DEĞİŞİYOR”
Halk tarafından kağıt, karton, cam vesaire gibi dönüşüm ürünlerini toplamanın çok fazla kazanç getirdiği sanılıyor. Bu mesleğe karşı pek çok doğru bilinen yanlış olduğunu söyleyen Uslu, “Karton toplama işi sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Sabahtan akşama kadar elinde çekçek arabaları ile geziyorsun. Her yerin kir pas içinde kalıyor. Bu mesleğin çok zorluğu var. İnsanlar da bu işe karşı doğru olduğu sanılan yanlış bilgiler var. Kimisi bu mesleği yapanlara acıyor. Dilenci ile kıyaslıyor. Bu bir meslek, bunu ben yapmasam o yapmasa bu kartonlar nasıl dönüşüme girecek. Biz insanların tükettiklerini yeniden üretilmesi için aracı oluyoruz. Bu utanılacak bir şey değil. Üstümüz başımız kirleniyor ama her işin ufak tefek sorunları var. Bir diğer doğru bilinen yanlış ise bu işin çok iyi kazanç sağladığı. Böyle bir şey yok. Bazen öyle rakamlar duyuyorum ki, aklınız şaşar ya biz günde on bin, yirmi bin kazanıyormuşuz. Böyle bir şey olabilir mi? Öyle olsa kimse elim başım kirlenecek demez bu işe koşar. Biz topladığımız kâğıtları fabrikalara veriyoruz. Verdiğin firmadan firmaya ücret değişebilir. Bu değişim çok fazla olmaz. Maksimum 2-3 lira fark olabilir. Ben kartonları kilo başına 3 liradan veriyorum. Gün içerinde kaç kilo toplarsan o kadar kazanç elde edersin. Benim gün içerinde ortalama yüz kilo falan oluyor. Yani benim genel olarak günlük kazancım 300 lira civarında seyrediyor. Her zaman bu böyle olmuyor. Bazen 100 lira bile alamıyorsun. Bu işte kazanç her zaman değişiyor. Kazandığımız sanılan rakamların alınması olanaksız.” diye vurguladı.
“ONLARIN KONUŞTUĞU DÖNÜŞÜMÜ BİZ İCRA EDİYORUZ”
Bazı insanlar var. Çeşitli yerlerde geri dönüşümün ne kadar önemli olduğu hakkında konuşmalar yapıyor. ‘Dünya için geri dönüşüm gerekiyor’, ‘yaşanabilir bir dünya için tüketme dönüştür’ gibi sloganlar atıyorlar. Bizi görünce ise hakir bakıyorlar. Onların konuştuğu dönüşümü biz icra ediyoruz. Ama yine hor görülen biziz. Bu bir meslek, bunu ben yapmasam o yapmasa nasıl toplanacak onca kağıt, karton vs. geri dönüşüm ile birlikte kaç tane ağacın kesilmesinin önüne geçiliyor. Sayın Emine Erdoğan’da dönüşüm çağrıları yapıyor. Dünya’nın dönüştüğü hale bakınca insanlar, geri dönüşümün ne kadar önemli olduğunu anladı. Geri dönüşüm çok önemli ağaçlarımızı kesmeden bir üretim yapıyoruz. Zorlukları olsa da bir kazanç sağlarken topluma faydalı olmak çok güzel hissettiriyor. Bunun yanı sıra gezdiğin yerlerde herkes seni tanıyor. Bir sürü dost ediniyorsun. Kapalı Çarşı’da hemen hemen herkesi tanırım. Onlarda beni tanır. Yetmiş beş yaşındayım birçok gençten daha dinç durumdayım. Sokak sokak geziyor olmak. El arabasını taşıyor olmak spor yapmak gibi oluyor. Şimdi günümüzde gençler çok hantallaşmaya başladı. Evde oturmak yerine bu işi yapabilirler.” dedi.
Kaynak: Damla Dilmeç
Son Haberler
Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarıyla ilgili yeni karar
Bursa Süper Amatör Lig'de kavga: 2 futbolcu yaralandı
Yeliz Yeşilmen tatildeyken evi soyuldu! Hırsızın kim olduğunu ifşa etti