Marmara sarsıldı, gözler Bursa'da! Son deprem bir uyarı mı?

Dün öğle saatlerinde merkez üssü İstanbul açıkları olan ve peş peşe meydana gelen depremler, Marmara Bölgesi’ni alarma geçirdi. Saat 12.49’da kaydedilen 6.2 büyüklüğündeki sarsıntı, başta Tekirdağ ve Bursa olmak üzere çevre illerde de şiddetli şekilde hissedildi. Bursa’da vatandaşlar panikle evlerinden çıkarak sokaklara döküldü. Artçı sarsıntıların ise hala devam ettiği bildirildi.

Depremin ardından kamuoyunda en çok merak edilen sorulardan biri ise bu sarsıntının “beklenen büyük Marmara depreminin” habercisi olup olmadığı oldu. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, depremin büyüklüğü ve etkisi kadar, alınması gereken önlemlere de dikkat çekti.

“6.2’LİK DEPREM ÖNEMSENMELİ, YAPI STOKU ACİLEN TARANMALI”

Doç. Dr. Şenkaya, “6.2 büyüklüğündeki bir deprem, ciddi anlamda önemsenmesi gereken bir sarsıntıdır” diyerek, şu an için bu depremin beklenen Marmara depremiyle bağlantılı olup olmadığının net olarak söylenemeyeceğini belirtti. “Artçı sarsıntılar devam ediyor. Bunların analiz edilmesi gerekiyor. Ancak bu analizler tamamlandığında sağlıklı bir değerlendirme yapılabilir” diyen Şenkaya, asıl önemli olanın mevcut yapı stoğunun acilen gözden geçirilmesi olduğunu vurguladı.

İstanbul özelinde yapı stokunun oldukça kötü durumda olduğuna dikkat çeken Şenkaya, “Özellikle Avrupa Yakası’nda, kıyı şeridinden başlayarak ivmenin yüksek olduğu bölgelerde gözlemsel hasar tespiti yapılmalı. Çünkü az hasar alan bir yapı, bir sonraki büyük depremde ağır hasar alabilir, yıkılabilir” ifadelerini kullandı.

BURSA’NIN DEPREM GERÇEĞİ: “ZEMİN YAPISI RİSKİ ARTIRIYOR”

Bursa özelinde ise hem yapı stokunun yaşlı hem de zeminin deprem etkisini artıran özellikte olduğunun altını çizen Şenkaya, Gemlik, Mudanya ve kent merkezinin bu açıdan özel olarak ele alınması gerektiğini söyledi. “Depremin ne zaman ve nerede olacağını bilemeyiz. Ancak Bursa’nın altı büyüklüğündeki bir depremde ciddi zarar görebileceği açık. Bu yüzden tespit kadar önlem alma sürecine de geçilmeli. Hazırlıklı olmalıyız” dedi.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM YETERSİZ VE YAVAŞ”

Kentsel dönüşüm süreçlerinin yavaş ilerlediğini ve halkın katılımının da dönüşümü zorlaştırdığını belirten Doç. Dr. Şenkaya, özellikle riskli bölgelerde ‘yerinde güçlendirme’ gibi alternatif uygulamaların hızla devreye alınması gerektiğini söyledi. “Bursa sahip olduğu risk düzeyi nedeniyle bekleyecek durumda değil. Pilot bölgeler belirlenerek dönüşüm çalışmaları hızlandırılmalı. Aksi takdirde her yeni deprem bize acı bir bedel ödetebilir” ifadelerini kullandı.

RİSKLİ BÖLGELER: ACEMLER, ÇEKİRGE, ÖZLÜCE…

Bursa’daki riskli bölgelerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Şenkaya, özellikle Çekirge, Acemler, Odunluk ve kentin eski yerleşim alanlarının hem yaşlı yapı stoğu hem de kötü zemin özellikleri nedeniyle öncelikli olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Batı bölgelerinde yer alan Nilüfer ve Özlüce gibi alanlarda ise yapıların yeni olmasına rağmen, zeminin ve yapı projelerinin kontrol edilmesi gerektiğini belirtti.

“BU DEPREM BİR HATIRLATMA OLMALI”

Depremin ardından GSM hatlarında yaşanan kesinti gibi altyapı sorunlarının da büyük afetlere karşı hazırlıksız olunduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Şenkaya, “Bu deprem gece yaşansaydı çok daha büyük sonuçlar doğurabilirdi. Umarım bu yaşananlar, yerel yönetimler ve ilgili tüm kurumlar için bir uyarı niteliği taşır ve daha proaktif bir sürece girilir” diyerek sözlerini tamamladı.