Lipödem ve lenfödem hakkında doğru bilinen yanlışlar!
Lipödem ve lenfödem hakkında doğru bilinen yanlışlar!
Fizyoterapist Elif Öztürk, lipödem ve lenfödemin sıkça obeziteyle karıştırıldığını belirterek, “Bu hastalıklar sadece diyetle kontrol altına alınamaz. Erken teşhis, doğru tedavi için hayati önem taşıyor.” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 30.04.2025 10:04
Haber Güncellenme Tarihi: 30.04.2025 10:14
Muhabir:
Damla Dilmeç
Fizyoterapist Elif Öztürk, toplumda sıkça karıştırılan lipödem ve lenfödem hastalıklarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bu hastalıkların çoğunlukla obezite ya da selülit ile karıştırıldığını belirten Öztürk, yanlış yönlendirmelerin teşhis ve tedavi sürecini olumsuz etkilediğini söyledi.
Lipödemin genellikle kadınlarda görüldüğünü ifade eden Öztürk, “Bu hastalık ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi hormonal değişim dönemlerinden sonra ortaya çıkabiliyor. Lipödemli hastalar genellikle kilo vermek için diyete yönlendiriliyor ancak bu yağ hücreleri diyete yanıt vermiyor. Teşhis bu yüzden geç konulabiliyor.” dedi.
Lenfödemin ise kanser tedavileri sonrası ya da lenf ve damar sistemi bozuklukları nedeniyle gelişebileceğini aktaran Öztürk, “Erken evrelerde şişlik çok belirgin olmadığı için fark edilmesi zor. Ancak ilerleyen dönemlerde ciltte gerginlik, ağrı, hassasiyet ve şekil bozuklukları ortaya çıkıyor. Dokunmaya karşı hassasiyet artıyor ve parmakla bastırıldığında iz bırakacak boşluklar oluşabiliyor.” şeklinde konuştu.
Bu hastalıkların toplumun yaklaşık yüzde 10’unu etkilediğinin tahmin edildiğini belirten Öztürk, tedavi sürecinde manuel lenf drenajı, kompresyon bandajı, kişiye özel bası giysileri, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenmenin büyük önem taşıdığını vurguladı.
“LİPOSUCTİON NET ÇÖZÜM DEĞİL”
Cerrahi müdahalelerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Öztürk, liposuction yönteminin henüz kesin sonuçlar vermediğini ifade etti. “Bu yöntemi tercih eden hastalar var ve bazıları memnuniyet bildiriyor. Ancak henüz yeterince uzun vadeli veri yok. Hocalarımız genellikle bu işlemi önermiyor.” dedi.
Fizyoterapist Öztürk, lipödem ve lenfödem hastalarının günlük yaşamda özellikle uzun süre oturma ya da ayakta kalma gibi durumlarda büyük zorluk yaşadığını, hareket kabiliyetlerinin kısıtlandığını ve yaşam kalitelerinin düştüğünü de sözlerine ekledi.
Son olarak hastalığın kontrol altına alınabileceğini, ancak tamamen geçmediğini vurgulayan Öztürk, erken teşhisin ve doğru tedavi planının önemine dikkat çekti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursa Hayat Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Lipödem ve lenfödem hakkında doğru bilinen yanlışlar!
Fizyoterapist Elif Öztürk, lipödem ve lenfödemin sıkça obeziteyle karıştırıldığını belirterek, “Bu hastalıklar sadece diyetle kontrol altına alınamaz. Erken teşhis, doğru tedavi için hayati önem taşıyor.” dedi.
Fizyoterapist Elif Öztürk, toplumda sıkça karıştırılan lipödem ve lenfödem hastalıklarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bu hastalıkların çoğunlukla obezite ya da selülit ile karıştırıldığını belirten Öztürk, yanlış yönlendirmelerin teşhis ve tedavi sürecini olumsuz etkilediğini söyledi.
Lipödemin genellikle kadınlarda görüldüğünü ifade eden Öztürk, “Bu hastalık ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi hormonal değişim dönemlerinden sonra ortaya çıkabiliyor. Lipödemli hastalar genellikle kilo vermek için diyete yönlendiriliyor ancak bu yağ hücreleri diyete yanıt vermiyor. Teşhis bu yüzden geç konulabiliyor.” dedi.
Lenfödemin ise kanser tedavileri sonrası ya da lenf ve damar sistemi bozuklukları nedeniyle gelişebileceğini aktaran Öztürk, “Erken evrelerde şişlik çok belirgin olmadığı için fark edilmesi zor. Ancak ilerleyen dönemlerde ciltte gerginlik, ağrı, hassasiyet ve şekil bozuklukları ortaya çıkıyor. Dokunmaya karşı hassasiyet artıyor ve parmakla bastırıldığında iz bırakacak boşluklar oluşabiliyor.” şeklinde konuştu.
Bu hastalıkların toplumun yaklaşık yüzde 10’unu etkilediğinin tahmin edildiğini belirten Öztürk, tedavi sürecinde manuel lenf drenajı, kompresyon bandajı, kişiye özel bası giysileri, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenmenin büyük önem taşıdığını vurguladı.
“LİPOSUCTİON NET ÇÖZÜM DEĞİL”
Cerrahi müdahalelerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Öztürk, liposuction yönteminin henüz kesin sonuçlar vermediğini ifade etti. “Bu yöntemi tercih eden hastalar var ve bazıları memnuniyet bildiriyor. Ancak henüz yeterince uzun vadeli veri yok. Hocalarımız genellikle bu işlemi önermiyor.” dedi.
Fizyoterapist Öztürk, lipödem ve lenfödem hastalarının günlük yaşamda özellikle uzun süre oturma ya da ayakta kalma gibi durumlarda büyük zorluk yaşadığını, hareket kabiliyetlerinin kısıtlandığını ve yaşam kalitelerinin düştüğünü de sözlerine ekledi.
Son olarak hastalığın kontrol altına alınabileceğini, ancak tamamen geçmediğini vurgulayan Öztürk, erken teşhisin ve doğru tedavi planının önemine dikkat çekti.
Kaynak: Damla Dilmeç
Son Haberler
Engelliler Haftası’nda anlamlı mesaj! ‘Başkalarına umut olmak istiyorum’
Erkılınç: Nitelikli haber sitelerini paydaşımız olmaya davet ediyorum
Yalova şehrinde ezan ne zaman duyulacak? Yalova namaz vakitleri| 16 Mayıs 2025