Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Dünyanın kanayan yarası; ensest ilişki 

Son günlerde tekrar gündeme gelmesiyle dikkatleri üzerine çeken ensest ilişkiyi Hayat Gazetesine verdiği özel röportajda değerlendiren Uzman Psikolog Selin Özcan, bu ilişkinin sebeplerini ve bireye verdiği zararları anlattı. 

Haber Giriş Tarihi: 17.09.2017 08:20
Haber Güncellenme Tarihi: 17.09.2017 08:20
Kaynak: Haber Merkezi
Dünyanın kanayan yarası; ensest ilişki 

Ayşegül Sever - Ömer Karakaya

Son günlerde sıkça karşımıza çıkan Ensest ilişkinin ne olduğunu ve nasıl başladığını Hayat Gazetesine özel değerlendiren Uzman Psikolog Selin Özcan, çocukların ensest ilişkiden nasıl etkilendiğini ve ailelerin neler yapabileceğini röportajımızda anlattı. Ensest ilişkinin toplumsal boyutunu da değerlendiren Özcan, "Ensest ilişki yalnız bizim toplumumuzda değil Dünya'da da kanayan bir yaradır ve çocuğa verdiği hasar sebebiyle asla kabul edilemez. Aile içi cinsel istismar, çoğunlukla gizli kalan ve kronikleşen bir eylemdir" dedi. 

Ensest ilişki nedir ve nasıl başlar?

Ensest, aileyi oluşturan bireyler tarafından çocuğa ve gence yönelik yapılan her türlü cinsel eylemdir.  Başka bir tanımla çocuğun, ailesinin birey ya da bireyleri tarafından cinsel amaçlar uğruna kötüye kullanılmasıdır. Ensest ilişki bir anda ortaya çıkan bir şey değildir. Aile içinde zamanla gelişir. Toplumsal düzeyde ensest ilişkinin görülme sıklığında her hangi bir sosyo-ekonomik sınırlama yoktur. Her sosyo ekonomik statüdeki ailede görülme riski vardır. Ancak, ailedeki alkol ve madde bağımlılığı, diğer ruhsal hastalıkların varlığı bu riski artırır. Ancak bu sorunun, anne ve baba arasında cinsel uyumsuzlukların olduğu, kalabalık ve bir arada yaşamaları, genç yaşta çocuk sahibi olmuş olması ve çevreden, toplumsal ilişkilerden kopuk bir şekilde yaşamaları, ufak ev veya dairelerde oturmaları, aynı odayı ya da yatağı paylaşmaları da, bu sorunun karşılaşıldığı ortak noktalardır.

Çocuk bundan nasıl etkilenir?

Tacize uğrayan kız ve erkek çocuklar farklı belirtiler gösterir. Kız çocuğu genellikle içine kapanır. Kendini suçlu hissettiği için kendine acımasız davranır. "Eğer ben şöyle yapmasaydım, böyle yapmazdı..." gibi. Daha çok "depresif" davranış sergiler. Yıkıcılığı içe doğrudur. Psikolojik olarak her an içinde bir deprem yaşar ancak dışarı vurmamak için var gücü ile direnir. Dışa dönük herhangi bir davranış bozukluğu sergilememeye gayret sarf ederler. Cinsel tacize uğramış çocuklarda cinsellik veya seks konularına anormal ilgi gösterme veya tamamen ilgisiz kalma, uyku sorunları ya da kâbus görme, depresyon veya çevresinden uzaklaşma, vücudunun kirli olduğu ya da cinsel organları bölgesinde bir sorun olduğu gibi düşüncelere sahip olma, okula gitmeyi istememe, uyumsuzluk ve disiplinsizlik gösterme, agresiflik gibi belirtiler görülebilir. Yaşamayı çok sevdiği ve etrafta çok sevildiği halde, intihar etmiş kız çocuklarında bu türden bulgulara rastlanılmıştır. Erkek çocuk ise dışa dönük bir davranışa bürünür. Genellikle "maço davranış" adı verilen davranış bozukluğu içerisine girer. Etraftaki en değerli olayları, duyguları ve kuralları hafife almak suretiyle içindeki acıyı önemsememeye çalışır. Tüm ahlaki davranış kalıplarını küçümser. Genellikle "agresif" olur. Her şeye çabuk sinirlenir. İçindeki ruhi çalkantıyı dışarı atmak için yıkmaya, kırmaya, dökmeye, devirmeye yönelik dürtü hisseder. Düzen içinde giden şeylerin düzenini bozmak ister. Yaşadığı olayı herkesten "gizler". Yaşadığı olayın duyulması halinde arkadaşları tarafından alay konusu olacağı ve dışlanacağı endişesini taşır. Çevresinde artık erkek olarak değil bir "homoseksüel" olarak algılanacağı endişesine kapılır. Erkek çocuk "güç kazanmak" ister. Silahlara, kesici, dürtücü aletlere özel ilgi duyar. Hızlı arabalar ve güç gösterileri onun için vazgeçilmez fırsatlardır. Uğradığı bu olayın "güçsüzlüğünden" kaynaklandığını düşünür. Çocukluğunda ensest öyküsü olan yetişkinlerde ise; antisosyal davranışlar, intihara eğilim, depresyon, anksiyete, disosiyatif bozukluklar, zayıf dürtü kontrolü, travma sonrası stres bozukluğu, aile kurmaya ve cinselliğe karşı soğukluk gibi bozukluklar daha sık görülür.

Aileler ne yapabilir?

Özellikle zeka geriliği bulunan çocuklarda cinsel tacize maruz kalma ve ensest ilişkide kurban olma sıklığı daha yüksektir. Bu nedenle bu çocukların ebeveynlerinin çok daha dikkatli olmaları gerekir.  Burada çocuğun çevresindeki bütün yakınları tetikte olmalıdır. Anne, baba ya da öğretmeninin her birinin üzerine görev düşer. Çünkü bu istismarın çocuğa kim tarafından uygulanacağı çoğu zaman tahmin edilemeyebilir. İstismarı uygulayan kişinin her zaman bir psikopatolojiye sahip olması gerekmez. Bu mahallenizdeki esnafta olabilir, senelerdir iletişim kurduğunuz karşı komşunuzda. Bu yüzden çocuklara çevresiyle nasıl iletişim kurması gerektiği konusunda iyi eğitim verilmesi gerekir. Çocuğun davranışlarının çok dikkatli gözlemlenmesi gerekir. İstismara uğrayan çocuk kendini sözel olarak ya da davranışlarıyla mutlaka ifade eder. Bu durumda, "Çocuğunuza kulak verin ve ona inanın !" Çünkü, Eğer çocuğa inanılmazsa çocuk içine kapanarak yardım isteğinden vazgeçer ve yıllar boyu tecavüze katlanmak zorunda kalabilir !!!

Bu süreci geri çevirecek eylemler nedir?  Neler yapılmalı?

Bu durumda önce kurbanla ilgilenilmelidir. Çocuk önceliklidir. Ailelerin çocuğun beden ve ruh sağlığı konusunda profesyonel yardım almaları çok önemlidir. Daha sonra tacizci hakkında hukuki yollara başvurmaları gerekir.  Çocuğun ruh sağlığı için uzun bir ruhsal tedavi süreci başlar. Çocuğun yaşına, istismarın süresi ve sıklığına, verdiği bedensel ve ruhsal zarara ve travma yaşantısına göre tedavi süreci değişecektir. Çocukta tamamen iyileşme sağlanacağı ya da erişkin döneminde bir ruhsal hastalığa kesinlikle sahip olacağı söylenemez. Olguya göre değişiklik gösterir.


Ensest ilişkinin toplumsal boyutu nedir?

Ensest ilişki yalnız bizim toplumumuzda değil Dünya'da da kanayan bir yaradır ve çocuğa verdiği hasar sebebiyle asla kabul edilemez. Aile içi cinsel istismar, çoğunlukla gizli kalan ve kronikleşen bir eylemdir. Cinsel istismarın aile içinde yaşanması, toplum tarafından kabul edilmezliği ve ailenin parçalanma korkusu gibi etkenler, ensestin açığa çıkarılmasını zorlaştırmakta ve genellikle yıllarca gizli kalarak sürmektedir. Bu yüzden ensest olgularının toplumda sanılanın çok üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Çoğu ensest olayı tesadüfen başka bir araştırma veya hastalığın semptomlarının araştırılması üzerine ortaya çıkmaktadır. Olayın kurbanlarının suçluluk, utanma ve dışlanma korkuları olayın bildirilmemesi ve ortaya çıkmamasına neden olmaktadır. Bu da çocuğun aldığı zararın boyutlarını büyük oranda artırır.

Ensest ilişki ile cinsel istismar arasında fark var mıdır?

Cinsel istismar, bir yetişkin tarafından psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış çocuğun cinsel uyarılma amacıyla kullanılması olarak tanımlanır. Ensest ise, aralarında kan bağı bulanan kişiler arasındaki cinsel ilişkidir.

Ülkemizde ne kadar yaygın?

Ülkemizde sayısal verilere ulaşmak, hem ensestin saklanması hem de ulusal kayıtların olmaması nedeniyle sınırlıdır. Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Sağlık Örgütü'ne ait raporda 1999'da 296 ensest vakası üzerinde yayınlanan bir araştırma yer alıyor.  Araştırmada saldırganlardan 70'inin biyolojik baba, 87'sinin (büyükbaba, abi, abla, kuzen gibi) biyolojik akraba ve 73'ünün de üvey baba olduğu saptanmış. Keza 2006'da İstanbul'da 1955 kız lise öğrencisi arasında yapılan bir soruşturmada cinsel saldırıya uğramış olanların yüzde 1,8'inin ensest vakası olduğu ortaya çıkarılmış, tabii bu yalnızca lise öğrencileri arasında yapılan bir araştırma. 2009-2011 yıllarında bir devlet hastanesinde yapılan araştırma ise cinsel suçların yüzde 4,6'sının ensest olduğunu ortaya koymuş. Konuştuğum kaynaklar, Türkiye genelinde kayda geçmiş cinsel suç vakası içindeki ensest oranının yüzde 5'e yakın olduğunu ifade ediyor; ama tabi bu konuda kesin veriler elde etmenin mümkün olmadığını unutmamak gerek. Gaziosmanpaşa Üniversitesi araştırmasında (yaşları 4 -evet 4- ila 40 arasında değişen) ensest kurbanlarının yüzde 70'inin 18 yaş altında, yüzde 84'ünün kız çocuğu ya da kadın, yüzde 58'in ilkokul mezunu olduğu görülmüş. Saldırganların ise yüzde 72'si ilkokul mezunu, yüzde 54'ü de işsiz.
Ensest görülen ailelerin yüzde 67'si 3 ila 5 çocuk sahibi, ailelerin yarısında saldırgan ve kurban aynı evde yaşıyor. Yani tablo ne yazık ki pek iç açıcı sayılmaz.

Ünlü isimlerin bu tür ilişkiye imza atması topluma nasıl yön verir?

Bu ve bunun gibi durumları toplum çoğu zaman tartışmaktan kaçınır. Ancak toplumda göz önünde olan kişilerin bu gibi durumları yaşamaları bu konuların tartışılmasına sebep olur. Bu gibi konuların tabulaştırılmaması ve konuşulması, toplumun bilinçlenmesi açısından çok önemlidir. Bireylerin bu gibi durumlar konusunda bilgi sahibi olması, kendisi ve çevresi için önlem almasına yardımcı olur ve zarar alma ihtimalini azaltır.  Ancak tabi ki toplum tarafından fikir önderi olan kişilerin bu ilişkileri yaşıyor olmaları, ilişkinin doğruluğunu meşrulaştırmaz. Topluma örnek olması açısından da, doğru kabul edilemez.

Peki, bu ilişki tedavi edilebilir?

Tedavi edilebilir. Genellikle en sık görülen formu iki kardeş arasında olandır. İkinci olarak baba-kız arasında yalanan ensest ilişki en sık görülendir. Kardeşler arasında yaşanan ensest ilişkiden tarafların aldığı zararın tedavi edilme olasılığı daha yüksektir. Bu alanda profesyonellerce uygulanan özel psikoterapi programları bulunmaktadır.

Ailelerin dikkat etmesi gerekenler var mı?

Toplum ve ebeveynler bu konuyu konuşmak ve açığa çıkarmak konusunda çoğu zaman kaygı duyar. Ancak bu korkuları bir yana bırakmak gerekir. Durumu engellemek için bir yere başvurmak ve konuyla ilgili şikâyette bulunmak isterse en yakın sivil toplum örgütüne gidebilir. Kadın sivil toplum örgütleri bu konuda yapılması gerekenler konusunda bilinçliler ve yardımcı oluyorlar. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonunun özellikle bu konuda çalışmaları var.  Polise gidebilirler. Aile Bakanlığı'nın Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri var. Yani en yakın merciye gidip çocukları koruma altına almaları faydalı olacaktır. Ensest mağdurlarının ve yakınlarının ensesti açığa çıkarmak için güvenebilecekleri ve kolay ulaşabilecekleri yollara ihtiyaç duyulduğuna ulaşabilecekleri, ALO 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı da var. Buradan, destek almaları da oldukça faydalı olacaktır.

İNTİHAR EĞİLİMLERİ FAZLA

Unutulmayın ki, cinsel istismar ve ensest yaşamış çocuklar büyüyüp birey olduklarında o travmatik geçmişleriyle toplumda dışlanmış, kişilikleri oturmamış, özgüvenleri zedelenmiş bireyler oluyorlar ve bu da sağlıksız bir toplum anlamına geliyor. Bu kişilerin İntihar eğilimleri daha fazla. Kayıp kimlikler, kayıp kuşaklar oluşmaması için eğitim ve bilinçlendirmeye önem vermeliyiz. Bunun için böyle bir olayı gördüğümüz, duyduğumuz zaman en yakın sivil toplum örgütüne başvurmakta fayda var diye düşünüyorum.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hayat Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.