Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Melike Karen’den uyarı! ‘Kanser riski artıyor’

Guatr, tiroid bezinin büyümesiyle karakterize edilen yaygın bir endokrin hastalıktır. İyot eksikliği, genetik yatkınlık ve çevresel faktörler gibi birçok etken, bu hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. Son yıllarda, guatr hastalığının görülme sıklığında bir artış olduğu gözlemlenmektedir.

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Melike Karen, guatr hastalığıyla ilgili olarak Bursa Hayat’a açıklamalarda bulunarak, hastalığın önemine dikkat çekti.

25 yıllık doktorluk kariyerinde guatr ile sıkça karşılaştığını belirten Karen, özellikle Karadeniz Bölgesi'nde bu hastalığın daha yaygın olduğunu söyledi. Eskiden iyot eksikliği nedeniyle daha sık görülen guatrın, iyotlu tuz kullanımının yaygınlaşmasıyla daha az rastlanan bir hastalık haline geldiğini belirtti. Ancak genetik faktörlerin de hastalığın gelişiminde etkili olduğunu vurguladı.

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Melike Karen, guatrın tiroid bezi hastalıklarının genel adı olduğunu belirtti ve tiroid bezinin vücut için hayati öneme sahip hormonlar ürettiğini söyledi. Tiroid hormonlarının saç uzamasından kadınların üreme fonksiyonlarına kadar pek çok sistemin düzenli çalışmasında rol oynadığını ifade etti.

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Melike Karen, açıklamasına şöyle sürdürdü;

‘Tiroid bezi, az ya da çok çalışabilir veya hormon değerleri normal olmasına rağmen nodüller oluşturabilir. Halk arasında ‘zehirli guatr’ olarak bilinen hastalık, tıpta hormon miktarına ve nodül varlığına göre sınıflandırılır.’

GUATRIN EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİLERİ NELER?

Özel Aritmi Osmangazi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Melike Karen, guatrın en sık görülen belirtilerinin arasında boyunda şişlik, nefes darlığı ve boğulma hissinin yer aldığını ifade etti.

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Melike Karen; ‘Hastaların çoğu, boyunlarında fark ettikleri şişlik nedeniyle doktora başvururken, bazı hastalarda soluk borusuna baskı yapan tiroid bezi, sırt üstü yatıldığında nefes darlığına neden olabiliyor. Bu durum, ilerleyen vakalarda boğulma hissi gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Bu belirtilerle karşılaşıldığında erken teşhis tedavi başarısında önemli bir rol oynuyor.’ dedi.

TEŞHİS SÜRECİNDE İLK AŞAMA…

Guatrın nasıl teşhis edileceğine ilişkin bilgiler veren Karen, teşhis sürecinde ilk aşamada kan tahlillerinin yapıldığını söyledi.

Konuşmasının devamında;

‘Bu tahlillerle tiroid hormon seviyeleri ve inflamasyon değerleri kontrol edilir. Ardından, tiroid bezinin büyüklüğü ve nodül varlığı ultrasonografi ile görüntülenir. Yapılan bu tetkiklerin ardından hastalığın türü belirlenerek tedavi yöntemi şekillenir.’ ifadelerine yer verdi.

CERRAHİ MÜDAHALE GEREKTİREN DURUMLAR NELER?

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Melike Karen, halk arasında zehirli guatr olarak bilinen rahatsızlıkta ilk önce ilaç tedavisi uygulandığını yanıt alınamaz ise cerrahi müdahalelere başvurulduğunu söyledi. Toksik nodül oluşturan hastalar için de cerrahi müdahale uygulanabileceğine dikkat çeken Karen, tümör şüphesi taşıyan nodüller ve solunum yollarını etkileyen büyük nodüllerin de cerrahi müdahale gerektiren durumlar olduğunu belirtti.

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Melike Karen, gerekli cerrahi müdahalenin ardından hastalara tiroid hormonunun dışarıdan takviye edilmesi gerektiğini ve düzenli kontrollerle yaşam kalitesinin korunabileceğini belirtti.

‘GEREKLİ TEDAVİ YÖNTEMLERİYLE KOMPLİKASYONLAR YÖNETİLEBİLİR’

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Melike Karen, konuşmasını şu sözlerle noktaladı;

‘Ameliyat sonrası sinir hasarına bağlı olarak ses tellerinde geçici veya kalıcı bozulmalar yaşanabilirken, tiroid bezine yakın küçük bezciklerin hasar görmesi sonucu kalsiyum dengesinin bozulması söz konusu olabilir. Ancak bu riskler çok düşük ve gerekli tedavi yöntemleriyle komplikasyonlar yönetilebilir.’