Bıçak ustası Muhammed Güler, babasından devraldığı zanaatı kırk yıldır sürdürüyor. Bıçak ustası Güler, “Kırk senedir Bursa’da bıçak yapıyorum. On altı yaşımda başladım. Hâlâ Bursa’nın kültürel değerleri arasında yer alan bıçakları eski kalitesinden ödün vermeden üretiyoruz.” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 06.09.2024 12:38
Haber Güncellenme Tarihi: 06.09.2024 12:46
Kaynak:
Damla Dilmeç
Bursa’daki bıçakçılık geleneği giderek azalırken, Güler ailesi geleneksel üretimi devam ettiriyor. Muhammed Güler, babasından öğrendiği zanaat ile kırk yıldır Bursa’da bıçak üretiyor. Güler, el yapımı bıçaklarla fabrika yapımı bıçaklar arasındaki farkı vurgulayarak, “Bursa bıçakçılığı el işlemesidir. Şimdi herkes makine ile üretim yapıyor; biz ise hâlâ el işi olarak bıçaklarımızı ustalarımızla üretmeye devam ediyoruz. Bursa’nın değeri makine üretimiyle kayboluyor. Bıçakçılıkta şu anda Çin malı olarak kabul ettiğimiz ‘MADE İN DENİZLİ’ bıçakları ortaya çıktı. Asıl işi bu olmayan ama bıçakçılık yapmaya çalışanlar yüzünden biraz gerilemiş olsak da bu işin bir numarası her zaman Bursadır. Bursa kolay kolay silinemeyecek bir markadır. Avlu da şeftali de olduğu gibi bıçakçılıkta da aranan bir marka. Şu anda Trabzon’da bıçakçılık ön plana çıkmaya başladı. Oysaki onların esas işi bıçakçılık değil. Kamacılıktı, Karadeniz’deki tüm erkeklerde kendilerini korunmak için bulundurdukları hançer tarzı bir bıçak. Şimdi onlarda bıçakçılık yapmaya başladı. Bunun temel sebebi Denizli’deki arkadaşlardır….” şeklinde konuştu.
“UCUZLUK BİZİM FELSEFEMİZ DEĞİL”
Bıçaklarının kalitesine olan güvenini belirten Güler, “Ucuzluk bizim felsefemiz değil. Uygun ama kaliteli ürün satmak önceliğimiz. Kalitesiz ürün sattığımızı iddia eden bir müşteri gelsin, hemen işimi bırakırım. Bugüne kadar hiçbir şikayet almadık. El işçiliği, fabrika üretiminden çok daha değerlidir. Biz günde 300 bıçak yapıyoruz, fabrikalar 3 bin tane üretiyor.” dedi.
Güler, zanaat öğrenmenin zorluğuna da değinerek, “Eskiden yarım gün okula gidip okuldan sonra yarım gün çalışarak işi öğrenirdik. Şimdi gençlere iş öğretmek zor; hemen sonuç istiyorlar. Biz çırakken her şeyi kendimiz yapıyorduk, şu anda gençler her şeyin hazır bir şekilde gelmesini bekliyor. Biz eski üretim şekli ile devam etsek de şu anda eski üretim yöntemlerini sürdürmek güçleşti.” diye vurguladı.
“EKONOMİK KRİZ ESNAFIN BELİNİ BÜKTÜ”
Bıçak üretiminin en önemli aşamalarından biri olan menevişleme (bıçağın istenilen kıvama getirilmesi) ve yüzey çalışmasının uzun sürdüğünü belirten Güler, en iyi çeliğin Fransa’dan ithal edildiğini, ancak Türkiye ile Fransa arasında yaşanan ufacık bir gerginliğin hammadde tedarikinde sorunlar yarattığını ekliyor. Enflasyon ve ekonomik krizlerin esnafı etkilediğini belirten Güler, “Biz kendi yağımızında kavruluyoruz. Ama kepenk kapatan esnaf tanıdıklarım var. Ekonomik kriz esnafın belini büktü.“ dedi.
“ÇIRAK YETİŞMİYOR”
Güler, meslek liselerinden stajyer almanın önemine de dikkat çekerek, “Günümüzde hiçbir zanaatta çırak yetişmiyor. Marangoz, elektrikçi, Bıçakçılık olsun bu zanaatlar toplumun en önemli meslek gruplarını oluşturuyor. Ama şu anda bu meslek gruplarında eleman yetişmiyor. Meslek Liselerinden stajyer almak istedik BESOB ile bu konuda çalışmalar yaptık, ancak sonuç alamadık. Bu konuda epey uğraş verdim ama olmadı. Ailelerin çocuklarını çalıştırmaması ve gençlerin hazıra alışması sektördeki işçi bulamama sorununu artırıyor.” diye konuştu.
“BÖLGE TURİZME KAZANDIRILMALI”
Bıçakçılığı yeniden canlandırmak için bıçakçılar bölgesinin turizme kazandırılması gerektiğini ifade eden Güler, “Trabzon bunu güzel bir şekilde yaptı. Bizim bölgeyi turizme kazandırmak için daha estetik ve dikkat çekici hale getirmemiz gerekiyor. Belediyenin bu konuda adım atması şart.” diye vurguladı.
“DAYI BIÇAKÇILIK”
Bıçakçılar çarşısında bulunan Bursa’nın kültürel değeri olan bıçaklarını babalarından aldıkları bilgi ile el emeğiyle üretmeye devam ediyorlar. Babasını bölgedeki herkesin ‘dayı’ lakabı ile bildiğini söyleyen Güler “Dayı Bıçakçılık” ismiyle babalarının anısını yaşatıyorlar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bursa’nın değeri makine üretimiyle kayboluyor
Bıçak ustası Muhammed Güler, babasından devraldığı zanaatı kırk yıldır sürdürüyor. Bıçak ustası Güler, “Kırk senedir Bursa’da bıçak yapıyorum. On altı yaşımda başladım. Hâlâ Bursa’nın kültürel değerleri arasında yer alan bıçakları eski kalitesinden ödün vermeden üretiyoruz.” dedi.
Bursa’daki bıçakçılık geleneği giderek azalırken, Güler ailesi geleneksel üretimi devam ettiriyor. Muhammed Güler, babasından öğrendiği zanaat ile kırk yıldır Bursa’da bıçak üretiyor. Güler, el yapımı bıçaklarla fabrika yapımı bıçaklar arasındaki farkı vurgulayarak, “Bursa bıçakçılığı el işlemesidir. Şimdi herkes makine ile üretim yapıyor; biz ise hâlâ el işi olarak bıçaklarımızı ustalarımızla üretmeye devam ediyoruz. Bursa’nın değeri makine üretimiyle kayboluyor. Bıçakçılıkta şu anda Çin malı olarak kabul ettiğimiz ‘MADE İN DENİZLİ’ bıçakları ortaya çıktı. Asıl işi bu olmayan ama bıçakçılık yapmaya çalışanlar yüzünden biraz gerilemiş olsak da bu işin bir numarası her zaman Bursadır. Bursa kolay kolay silinemeyecek bir markadır. Avlu da şeftali de olduğu gibi bıçakçılıkta da aranan bir marka. Şu anda Trabzon’da bıçakçılık ön plana çıkmaya başladı. Oysaki onların esas işi bıçakçılık değil. Kamacılıktı, Karadeniz’deki tüm erkeklerde kendilerini korunmak için bulundurdukları hançer tarzı bir bıçak. Şimdi onlarda bıçakçılık yapmaya başladı. Bunun temel sebebi Denizli’deki arkadaşlardır….” şeklinde konuştu.
“UCUZLUK BİZİM FELSEFEMİZ DEĞİL”
Bıçaklarının kalitesine olan güvenini belirten Güler, “Ucuzluk bizim felsefemiz değil. Uygun ama kaliteli ürün satmak önceliğimiz. Kalitesiz ürün sattığımızı iddia eden bir müşteri gelsin, hemen işimi bırakırım. Bugüne kadar hiçbir şikayet almadık. El işçiliği, fabrika üretiminden çok daha değerlidir. Biz günde 300 bıçak yapıyoruz, fabrikalar 3 bin tane üretiyor.” dedi.
Güler, zanaat öğrenmenin zorluğuna da değinerek, “Eskiden yarım gün okula gidip okuldan sonra yarım gün çalışarak işi öğrenirdik. Şimdi gençlere iş öğretmek zor; hemen sonuç istiyorlar. Biz çırakken her şeyi kendimiz yapıyorduk, şu anda gençler her şeyin hazır bir şekilde gelmesini bekliyor. Biz eski üretim şekli ile devam etsek de şu anda eski üretim yöntemlerini sürdürmek güçleşti.” diye vurguladı.
“EKONOMİK KRİZ ESNAFIN BELİNİ BÜKTÜ”
Bıçak üretiminin en önemli aşamalarından biri olan menevişleme (bıçağın istenilen kıvama getirilmesi) ve yüzey çalışmasının uzun sürdüğünü belirten Güler, en iyi çeliğin Fransa’dan ithal edildiğini, ancak Türkiye ile Fransa arasında yaşanan ufacık bir gerginliğin hammadde tedarikinde sorunlar yarattığını ekliyor. Enflasyon ve ekonomik krizlerin esnafı etkilediğini belirten Güler, “Biz kendi yağımızında kavruluyoruz. Ama kepenk kapatan esnaf tanıdıklarım var. Ekonomik kriz esnafın belini büktü.“ dedi.
“ÇIRAK YETİŞMİYOR”
Güler, meslek liselerinden stajyer almanın önemine de dikkat çekerek, “Günümüzde hiçbir zanaatta çırak yetişmiyor. Marangoz, elektrikçi, Bıçakçılık olsun bu zanaatlar toplumun en önemli meslek gruplarını oluşturuyor. Ama şu anda bu meslek gruplarında eleman yetişmiyor. Meslek Liselerinden stajyer almak istedik BESOB ile bu konuda çalışmalar yaptık, ancak sonuç alamadık. Bu konuda epey uğraş verdim ama olmadı. Ailelerin çocuklarını çalıştırmaması ve gençlerin hazıra alışması sektördeki işçi bulamama sorununu artırıyor.” diye konuştu.
“BÖLGE TURİZME KAZANDIRILMALI”
Bıçakçılığı yeniden canlandırmak için bıçakçılar bölgesinin turizme kazandırılması gerektiğini ifade eden Güler, “Trabzon bunu güzel bir şekilde yaptı. Bizim bölgeyi turizme kazandırmak için daha estetik ve dikkat çekici hale getirmemiz gerekiyor. Belediyenin bu konuda adım atması şart.” diye vurguladı.
“DAYI BIÇAKÇILIK”
Bıçakçılar çarşısında bulunan Bursa’nın kültürel değeri olan bıçaklarını babalarından aldıkları bilgi ile el emeğiyle üretmeye devam ediyorlar. Babasını bölgedeki herkesin ‘dayı’ lakabı ile bildiğini söyleyen Güler “Dayı Bıçakçılık” ismiyle babalarının anısını yaşatıyorlar.
Kaynak: Damla Dilmeç
Son Haberler
Bursa'da kafa kafaya çarpıştılar!
Bursa’da Suriyelilerin geri dönüşü konut piyasasını etkiledi mi?
Bursa'da Mimar Sinan Otobüs Garajı hizmete açıldı!