Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Geoteknik Uzmanı Prof. Dr. Eyübhan Avcı, Bursa’nın alüvyon zemin üzerine kurulu bölgelerinde büyük risk olduğunu belirterek, yerli ve milli imkanlarla geliştirilen yeni bir zemin güçlendirme yöntemiyle riskin azaltılabileceğini söyledi. “Deprem değil, kötü zemin öldürür” uyarısında bulunan Avcı, önlem alınmazsa yıkımın kaçınılmaz olacağını vurguladı.
Haber Giriş Tarihi: 29.04.2025 11:56
Haber Güncellenme Tarihi: 29.04.2025 12:06
Muhabir:
Damla Dilmeç
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği son dönemde İstanbul ve Kütahya’da meydana gelen depremlerle bir kez daha hatırlandı. Marmara Bölgesi’nde yaşanan sarsıntılar, başta Bursa olmak üzere birçok ilde tedirginliği artırdı. Uzmanlar, Bursa’nın zemin yapısının Hatay ile büyük benzerlik taşıdığına dikkat çekerken, olası Marmara depremine karşı en riskli illerden biri olarak Bursa’yı işaret ediyor. Bu kapsamda Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Geoteknik Uzmanı Prof. Dr. Eyübhan Avcı, Bursa’nın zemin yapısı ve deprem hazırlığı konusunda kritik uyarılarda bulundu. Aynı zamanda yerli ve milli imkânlarla geliştirilen yeni bir zemin iyileştirme projesini kamuoyuyla paylaştı.
“ALÜVYON ZEMİNLİ BÖLGELER BÜYÜK RİSK ALTINDA”
Prof. Dr. Eyübhan Avcı, Bursa’nın jeolojik yapısını değerlendirerek riskli bölgeleri şöyle özetledi: “Bursa’nın önemli bir kısmı alüvyon zemin üzerine kurulmuş. Özellikle Nilüfer’in bir bölümü, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinin büyük bir kısmı bu kapsama giriyor. Bu bölgelerde zemin yapısı oldukça yumuşak ve suya doygun. Bu tür zeminlerde deprem sırasında sıvılaşma meydana gelir ve yapılar temelinden zarar görür.”
“BURSA RİSK SIRALAMASINDA İLK BEŞTE”
Prof. Dr. Avcı, Bursa’nın mevcut zemin yapısıyla deprem riski açısından Türkiye’deki en riskli ilk beş şehir arasında yer aldığını hatırlatarak, “Bursa’nın zemin yapısı Hatay’a çok benziyor. Yumuşak ve sıvılaşabilir zeminler, depremin etkilerini daha da artırıyor. Olası bir Marmara depreminde Bursa çok büyük zarar görebilir. Bu nedenle çalışmamız hayati önem taşıyor” dedi.
“DEPREM DEĞİL, ZEMİN ÖLDÜRÜR”
Depremlerin doğal bir olay olduğunu ancak asıl yıkımın zeminden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Avcı, “Deprem olacak, çünkü Türkiye bir deprem ülkesi. Fakat biz hâlâ ‘deprem öldürür’ zannediyoruz. Hayır, asıl öldüren zemindir. Eğer zemin iyiyse, yapı sağlam durur. Ama zemin kötüyse, en sağlam yapı bile çöker.” diyerek zemin yapısının önemine dikkat çekti.
ZEMİN ‘KAYAYA’ DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR: YERLİ VE MİLLİ TEKNİK
BTÜ olarak geliştirdikleri projenin detaylarını da paylaşan Prof. Dr. Avcı, yöntemlerinin dünya çapında örnek gösterilebileceğini belirterek, “Yumuşak ve sıvılaşabilir zeminleri kaya benzeri bir forma dönüştüren özel bir karışım üzerinde çalışıyoruz. Bu karışım, zemine enjekte edildiğinde içindeki minerallerle reaksiyona giriyor ve zemini sertleştiriyor. Bu teknik sayesinde zemin, bir kaya gibi davranmaya başlıyor. Böylece deprem sırasında binayla birlikte hareket ederek yıkım riskini azaltıyor. Bu yöntemle hem sıvılaşma riski ortadan kalkıyor hem de yapının temel güvenliği sağlanıyor. Üstelik tamamen yerli kaynaklarla ve milli mühendislikle geliştirildi. Proje şu anda laboratuvar ortamında başarılı sonuçlar verdi. Saha uygulamaları için destek bekliyoruz.” dedi. Projenin arazi uygulamaları ilk olarak zemini son derece problemli olan Gemlik Kurşunlu bölgesinde gerçekleştirildi.
BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ VE TOKİ PROJEYE DESTEK VERİYOR
Prof. Dr. Avcı, çalışmalara başından bu yana destek veren Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin çalışma sahasını tahsis ettiğini, TOKİ ile de deprem bölgesindeki kamu binalarında bu sistemin uygulanmasına yönelik projelendirme sürecinde olduklarını ifade etti. Projenin TÜBİTAK tarafından da desteklendiğini ve hem Türk Patent Kurumu hem de Amerikan Patent Kurumu tarafından tescillendiğini aktardı.
Yöntemin en büyük avantajlarından biri ise düşük maliyetli olması olduğunu dile getiren Avcı, “Bu teknik bina maliyetlerinin yüzde 3 ila 5’i kadar bir bütçeyle uygulanabiliyor. Böylece herkesin erişebileceği ekonomik bir çözüm sunmuş oluyoruz. Aynı zamanda çevre dostu ve doğayla uyumlu bir malzeme” ifadelerini kullandı.
“ZEMİN MÜHENDİSLİĞİ BİNADAN ÖNCE DÜŞÜNÜLMELİ”
Türkiye’de inşaat sektörünün önceliklerini da eleştiren Prof. Dr. Avcı, Japonya örneğini vererek şu ifadeleri kullandı: “Japonya’da önce zemin incelenir ve ona göre yapı yapılır. Bizde ise genellikle bina yapılır, sonra zeminle ilgili sorunlar konuşulur. Bu bakış açısı değişmeli. Yumuşak zeminde en sağlam binayı yapsanız bile, temeli çökerse o yapı ayakta duramaz.”
BURSA’DA FAY HATLARI VE ZEMİN RİSKİ İÇ İÇE
Bursa’nın sadece zemin açısından değil, aktif fay hatları nedeniyle de büyük bir tehlike altında olduğunu belirten Avcı, riskin boyutunu şöyle anlattı: “Bursa’nın içinden geçen ve kuzeyine yakın uzanan aktif fay hatları var. Bu faylar 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip. Eğer bu faylar, yumuşak zeminli bölgelerde kırılırsa sonuçlar ağır olur. Bu nedenle yalnızca yapı stoku değil, zemin yapısının da ivedilikle güçlendirilmesi gerekiyor.”
“ÇÖZÜM MÜMKÜN, YETER Kİ ZAMANINDA HAREKETE GEÇİLSİN”
Avcı, “Amacımız korku yaratmak değil, çözüm üretmek. Bursa’da yaşayanlar için zaman kaybetmeden önlem almak hayati önem taşıyor. Zemin iyileştirme yöntemleri uygulanabilir, ekonomik ve sürdürülebilir. Yeter ki biz bilimi önceliklendirelim ve yerli kaynaklarımızı bu doğrultuda kullanalım.” diyerek yetkilere çağrıda bulundu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursa Hayat Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bursa’da alüvyon zemin alarmı! Uzmanlardan kritik uyarı
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Geoteknik Uzmanı Prof. Dr. Eyübhan Avcı, Bursa’nın alüvyon zemin üzerine kurulu bölgelerinde büyük risk olduğunu belirterek, yerli ve milli imkanlarla geliştirilen yeni bir zemin güçlendirme yöntemiyle riskin azaltılabileceğini söyledi. “Deprem değil, kötü zemin öldürür” uyarısında bulunan Avcı, önlem alınmazsa yıkımın kaçınılmaz olacağını vurguladı.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği son dönemde İstanbul ve Kütahya’da meydana gelen depremlerle bir kez daha hatırlandı. Marmara Bölgesi’nde yaşanan sarsıntılar, başta Bursa olmak üzere birçok ilde tedirginliği artırdı. Uzmanlar, Bursa’nın zemin yapısının Hatay ile büyük benzerlik taşıdığına dikkat çekerken, olası Marmara depremine karşı en riskli illerden biri olarak Bursa’yı işaret ediyor. Bu kapsamda Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Geoteknik Uzmanı Prof. Dr. Eyübhan Avcı, Bursa’nın zemin yapısı ve deprem hazırlığı konusunda kritik uyarılarda bulundu. Aynı zamanda yerli ve milli imkânlarla geliştirilen yeni bir zemin iyileştirme projesini kamuoyuyla paylaştı.
“ALÜVYON ZEMİNLİ BÖLGELER BÜYÜK RİSK ALTINDA”
Prof. Dr. Eyübhan Avcı, Bursa’nın jeolojik yapısını değerlendirerek riskli bölgeleri şöyle özetledi: “Bursa’nın önemli bir kısmı alüvyon zemin üzerine kurulmuş. Özellikle Nilüfer’in bir bölümü, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinin büyük bir kısmı bu kapsama giriyor. Bu bölgelerde zemin yapısı oldukça yumuşak ve suya doygun. Bu tür zeminlerde deprem sırasında sıvılaşma meydana gelir ve yapılar temelinden zarar görür.”
“BURSA RİSK SIRALAMASINDA İLK BEŞTE”
Prof. Dr. Avcı, Bursa’nın mevcut zemin yapısıyla deprem riski açısından Türkiye’deki en riskli ilk beş şehir arasında yer aldığını hatırlatarak, “Bursa’nın zemin yapısı Hatay’a çok benziyor. Yumuşak ve sıvılaşabilir zeminler, depremin etkilerini daha da artırıyor. Olası bir Marmara depreminde Bursa çok büyük zarar görebilir. Bu nedenle çalışmamız hayati önem taşıyor” dedi.
“DEPREM DEĞİL, ZEMİN ÖLDÜRÜR”
Depremlerin doğal bir olay olduğunu ancak asıl yıkımın zeminden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Avcı, “Deprem olacak, çünkü Türkiye bir deprem ülkesi. Fakat biz hâlâ ‘deprem öldürür’ zannediyoruz. Hayır, asıl öldüren zemindir. Eğer zemin iyiyse, yapı sağlam durur. Ama zemin kötüyse, en sağlam yapı bile çöker.” diyerek zemin yapısının önemine dikkat çekti.
ZEMİN ‘KAYAYA’ DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR: YERLİ VE MİLLİ TEKNİK
BTÜ olarak geliştirdikleri projenin detaylarını da paylaşan Prof. Dr. Avcı, yöntemlerinin dünya çapında örnek gösterilebileceğini belirterek, “Yumuşak ve sıvılaşabilir zeminleri kaya benzeri bir forma dönüştüren özel bir karışım üzerinde çalışıyoruz. Bu karışım, zemine enjekte edildiğinde içindeki minerallerle reaksiyona giriyor ve zemini sertleştiriyor. Bu teknik sayesinde zemin, bir kaya gibi davranmaya başlıyor. Böylece deprem sırasında binayla birlikte hareket ederek yıkım riskini azaltıyor. Bu yöntemle hem sıvılaşma riski ortadan kalkıyor hem de yapının temel güvenliği sağlanıyor. Üstelik tamamen yerli kaynaklarla ve milli mühendislikle geliştirildi. Proje şu anda laboratuvar ortamında başarılı sonuçlar verdi. Saha uygulamaları için destek bekliyoruz.” dedi. Projenin arazi uygulamaları ilk olarak zemini son derece problemli olan Gemlik Kurşunlu bölgesinde gerçekleştirildi.
BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ VE TOKİ PROJEYE DESTEK VERİYOR
Prof. Dr. Avcı, çalışmalara başından bu yana destek veren Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin çalışma sahasını tahsis ettiğini, TOKİ ile de deprem bölgesindeki kamu binalarında bu sistemin uygulanmasına yönelik projelendirme sürecinde olduklarını ifade etti. Projenin TÜBİTAK tarafından da desteklendiğini ve hem Türk Patent Kurumu hem de Amerikan Patent Kurumu tarafından tescillendiğini aktardı.
Yöntemin en büyük avantajlarından biri ise düşük maliyetli olması olduğunu dile getiren Avcı, “Bu teknik bina maliyetlerinin yüzde 3 ila 5’i kadar bir bütçeyle uygulanabiliyor. Böylece herkesin erişebileceği ekonomik bir çözüm sunmuş oluyoruz. Aynı zamanda çevre dostu ve doğayla uyumlu bir malzeme” ifadelerini kullandı.
“ZEMİN MÜHENDİSLİĞİ BİNADAN ÖNCE DÜŞÜNÜLMELİ”
Türkiye’de inşaat sektörünün önceliklerini da eleştiren Prof. Dr. Avcı, Japonya örneğini vererek şu ifadeleri kullandı: “Japonya’da önce zemin incelenir ve ona göre yapı yapılır. Bizde ise genellikle bina yapılır, sonra zeminle ilgili sorunlar konuşulur. Bu bakış açısı değişmeli. Yumuşak zeminde en sağlam binayı yapsanız bile, temeli çökerse o yapı ayakta duramaz.”
BURSA’DA FAY HATLARI VE ZEMİN RİSKİ İÇ İÇE
Bursa’nın sadece zemin açısından değil, aktif fay hatları nedeniyle de büyük bir tehlike altında olduğunu belirten Avcı, riskin boyutunu şöyle anlattı: “Bursa’nın içinden geçen ve kuzeyine yakın uzanan aktif fay hatları var. Bu faylar 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip. Eğer bu faylar, yumuşak zeminli bölgelerde kırılırsa sonuçlar ağır olur. Bu nedenle yalnızca yapı stoku değil, zemin yapısının da ivedilikle güçlendirilmesi gerekiyor.”
“ÇÖZÜM MÜMKÜN, YETER Kİ ZAMANINDA HAREKETE GEÇİLSİN”
Avcı, “Amacımız korku yaratmak değil, çözüm üretmek. Bursa’da yaşayanlar için zaman kaybetmeden önlem almak hayati önem taşıyor. Zemin iyileştirme yöntemleri uygulanabilir, ekonomik ve sürdürülebilir. Yeter ki biz bilimi önceliklendirelim ve yerli kaynaklarımızı bu doğrultuda kullanalım.” diyerek yetkilere çağrıda bulundu.
Kaynak: Damla Dilmeç
Son Haberler
Bursa'nın cesur kadın şoförü! Mücadelesi kadınlara ilham veriyor
Yalova şehrinde ezan ne zaman duyulacak? Yalova namaz vakitleri| 28 Mayıs 2025
28 Mayıs 2025| Balıkesir’de insanlar araştırıyor! Balıkesir namaz vakitleri