100 yıllık zeytinyağı geleneği Ayvalık’ta yeniden hayat buldu

Ayvalıklı zeytinyağı üreticisi Mustafa Kürlek, dedelerinden kalan 100 yıllık taş baskı sistemini restore ederek, geleneksel yöntemlerle kaliteli zeytinyağı üretmeye devam ediyor.

Ayvalık ve Kuzey Ege’de zeytin hasadı ve zeytinyağı üretimi hız kesmeden devam ederken, zeytinyağı üreticisi Mustafa Kürlek, dedelerinden kalan 100 yıllık taş baskı sistemini yeniden işler hale getirerek geleneksel yöntemlerle zeytinyağı üretimine devam ediyor.

Mustafa Kürlek, taş baskı zeytinyağının en kaliteli zeytinyağlarından biri olduğunu belirtiyor. Zeytinlerin granit taşlarda ezilmesiyle elde edilen bu yağ, kendine özgü meyve aroması ve düşük acılık oranıyla dikkat çekiyor. Kürlek, "Taş baskı zeytinyağı, özellikle kahvaltılarda ve salatalarda tercih ediliyor. Granit taşlarda ezilen zeytin, meyve aromasını daha yoğun bir şekilde veriyor" diyor.

Kürlek, taş baskı sisteminin tarihçesi hakkında şu bilgiyi veriyor: "Fabrikamızda hala dedelerimizden kalan bu eski makinelerle üretim yapıyoruz. 100 yıl öncesinin makinelerini restore ederek tekrar kullanıma sunduk. Bu yöntem, geçmişimize ve geleneklerimize olan bağlılığımızı sürdürüyor." Bu taş baskı sistemi, sadece zeytinyağının kalitesini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda geçmişin izlerini de yaşatıyor.

Taş baskı yöntemiyle üretilen zeytinyağlarının, modern sıkım yöntemlerine göre daha düşük acılık seviyesine sahip olduğu biliniyor. Kürlek, granit taşlarda ezilen zeytinin oksijenle temas ettiğinde acılık veren maddelerin uçtuğunu belirterek, "Taş baskı zeytinyağı, daha tatlı bir tada sahip oluyor. Bu yüzden daha fazla beğeniliyor ve sadık bir tüketici kitlesi oluşuyor" diyor.

Ayvalık'taki zeytin hasadının zirveye ulaşan bu dönemde, taş baskı sistemiyle üretilen zeytinyağları, hem geçmişin izlerini taşıyor hem de zeytinyağına olan tutkuyu yeni nesillere aktarıyor. Kürlek, "Zeytinyağında rekor üretim bekleniyor, ancak biz geleneksel yöntemlerle bu yağları üretmeye devam ediyoruz" diyerek, modern üretim sistemlerinin yanında geleneksel yöntemlerin de önemli olduğunu vurguluyor.