Son yıllarda yeme bozukluğu vakalarında yaşanan artışın nedenleri merak edilirken, uzmanlar güzellik standartlarının bu rahatsızlıkların yayılmasında kritik bir rol oynadığını belirtiyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Tuğba Türkcan, toplumdaki beden algısı baskılarının anoreksiya nervoza, bulimia nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi hastalıkların temel tetikleyicileri arasında yer aldığını ifade etti.
MEDYA VE SOSYAL MEDYANIN ETKİSİ BÜYÜK Türkcan, medya ve moda dünyasında zayıflığın idealize edilmesinin özellikle genç kadınları etkilediğini ve bu durumun yeme bozukluklarının görülme oranını artırdığını vurguladı. Sosyal medyada filtrelenmiş ve düzenlenmiş görüntülerle yaratılan gerçek dışı beden imajlarının, bireylerde yetersizlik duygusuna neden olduğunu belirtti. Bu baskıların, depresyon, anksiyete ve düşük özsaygı gibi sorunlara yol açarak zararlı yeme alışkanlıklarını tetiklediğini söyledi.
KADINLAR DAHA FAZLA RİSK ALTINDA 2000-2018 yılları arasında yapılan araştırmalara göre, yeme bozukluklarının küresel yaygınlığı yüzde 3,5’ten yüzde 7,8’e yükseldi. Bu rahatsızlıklar kadınlarda daha sık görülürken, erkeklerde yaşam boyu görülme oranı yüzde 0,74 ila yüzde 2,2 arasında değişirken, kadınlarda bu oran yüzde 2,58 ila yüzde 8,4 arasında. Türkcan, genç kadınların medya ve popüler kültürde idealize edilen güzellik standartlarına daha fazla maruz kaldığını ve bunun ciddi sonuçlar doğurduğunu ifade etti.
TOPLUMSAL SAĞLIK SORUNU HALİNE GELİYOR Türkcan, yeme bozukluklarının artık yalnızca bireysel bir sağlık sorunu değil, toplumsal bir halk sağlığı meselesine dönüştüğüne dikkat çekti. Bireylerin sağlıklı beden algısını benimsemelerini teşvik edecek eğitim ve farkındalık çalışmalarının artırılması gerektiğini söyledi. Uzmanlar, medya ve sosyal medyanın zararlı etkilerine karşı bilinçli olunması gerektiğini vurgularken, toplumsal düzeyde sağlıklı yaşamı destekleyen politikaların önemine dikkat çekiyor.