Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say'dan kadın cinayetlerine sert tepki! ‘Çok kötü gidişat’

Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say kadın cinayetleri ile ilgili sosyal medyadan açıklama yaptı. Say, ‘Uzak Asya’da, Çin’de, Japonya’da yıllarca bir tek cinayet işlenmiyor, suç kavramını neredeyse unutmuşlar sokakta kavga bile olmuyorken bizim burada önümüze düşen her gün yeni bir sapıklık, ölüm, ölüm, ölüm…’ dedi.

Haber Giriş Tarihi: 09.10.2024 16:40
Haber Güncellenme Tarihi: 09.10.2024 16:40

Ülkemizde artan kadına şiddet ve cinayet olayları ile ilgili tepkiler çığ gibi büyüyor.

Duyarlı sanatçılarımız peş peşe açıklamalarda bulunarak duruma tepkilerini gösteriyor.

Konu ile alakalı bir tepki de dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’dan geldi.

Fazıl Say, sosyal medyadan uzun bir açıklama yayınlayarak;

‘Bu ülkede yıllarca “Kötü gidişat” ile başa çıkamadık, şimdi “çok kötü gidişat” ile nasıl başa çıkacağız? Ömür tükettik, linçler yedik, çoğumuz cezalandırıldık, sadece “medeni, gelişmiş, aydınlık geleceği olan bir yolda gitsin ülkemiz” istedik diye. Şu devasa uçurumdan çakılışımız çok acı oldu. Cehalet ile savaşmamız gerekiyordu yıllarca, savaştık. Ve gerçek şu ki “biz bu aydınlık uğruna verdiğimiz savaşı maalesef kaybettik. “

Artık ne televizyon seyrediyorum, ne sosyal medya, twitter’a bakınca cehennemde gibi hissediyorum, akıl kalmıyor, tüm hayal dünyam, tüm meditasyonum , ümitlerim yıkılıyor bu depresyonda, matematik kalmıyor, müzik kalmıyor, “kime ne için?” Diye üzüyorum kendimi, çaresiz hissediyorum bu kasırganın önünde, kaçmak istiyorum tüm bunlardan, artık konser turnelerim benim tek kaçışım oldu, yorgun düşüyorum… bir kerecik varolan şu biricik hayatlarımızda, hayatımızı kurtaralım “yeter”e dönüştü, bu bana acı veriyor, paylaşmayı o kadar çok denemiş biriyim ki, bu yenilgi beni kahrediyor. Birileri birilerine “Korkaklar konuşmuyorlar” diyor orda, yine birileri linç yiyor, durduk yere, bir takım dizi oyuncuları, bir takım popçular, (bu toplumun yarattıklarıdır aslında), şu noktaya varıldığında; “konuşsalar da cezası var konuşmayınca da var”, çünkü “düşünmekten ve konuşmaktan korkan, korkutulmuş” bir toplum oluştu, O kadar ilkel bir güruh bu…

2024 yılındayız, çöküş ölümler üzerine; ne çocuk, ne kadın, ne hayvan, ne doğa, yani özünde kısacası; “yaşamanın kıymetini bilmeyen” ve “yaşatmayan” en ilkel noktaya varmış bir güruh içinde. Sürekli ölümler… “Bu kadar da olmaz” denilen her şey oluyor… O varılan noktada biraz geriye bakıp sormak lazım; Hangi eğitim? Hangi kültür? Hangi adalet? Hangi ekonomi?Ne zaman düzelir? Kültür değerlerini tek tek yok eden şu toplumda ahlaki değerler nasıl yok olmayacaktı ki? Uzak Asya’da Çin’de Japonya’da yıllarca bir tek cinayet işlenmiyor, suç kavramını neredeyse unutmuşlar sokakta kavga bile olmuyorken bizim burada önümüze düşen her gün yeni bir sapıklık, ölüm, ölüm, ölüm…

O derece kopuğuz ki dünyada varılan uygar noktadan, Tüm etikten, tüm liyakatten uzak, tüm kurulum yapısı yanlışlar ve haksızlıklar ile bezeli şu saçma sapan düzende, Toplum çaresiz her seferinde daha çok yozlaşmayı tercih etti, Bazı dönemler sanki kasırgaya karşı tek başımıza yalın kılınç savruluyorduk, daha da tuhafı yozlaşmadan başka alternatif de yaratılamadı. Çok zor… Çok küçük bir azınlık bilinçli davrandı hayatları için. Akılcı ve geleceğe uzanan, yaşamımızda ümit unsurunu vareden hiç bir şey kalmadı neredeyse, şimdi hepimiz üzgünüz, o küçük azınlık ne düşünüyor? bu büyük bir depresyon, her kes üzgün, hasta gibi … “Çok kötü gidişat”’ dedi.