Yugoslavya, 20. yüzyılda Balkanlar'da önemli bir çok uluslu devletti. Bu makale, Yugoslavya'nın kuruluşu, dağılması, etnik ve dini çeşitlilik, siyasi mücadeleler ve dış güçlerin etkilerini incelemektedir.
Yugoslavya, 20. yüzyılın büyük bir kısmında Balkan coğrafyasında önemli bir yer tutmuş, karmaşık bir geçmişe sahip çok uluslu bir devlettir. Bu makalede, Yugoslavya'nın kuruluşundan dağılmasına kadar olan süreç, bölgedeki etnik ve dini çeşitlilik, siyasi mücadeleler ve dış güçlerin etkileri detaylı bir şekilde incelenecektir.
YUGOSLAVYA'NIN KURULUŞU VE İLK YILLARI
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun dağılmasıyla, bölgedeki Güney Slav halkları bağımsızlık mücadelesi vermeye başlamışlardır. Sırplar, Hırvatlar ve Slovenler, ortak bir devlet kurma fikri etrafında birleşerek 1918'de Yugoslavya Krallığı'nı ilan etmişlerdir. Ancak, bu yeni devlet, farklı etnik ve dini grupların bir arada yaşamasından kaynaklanan iç çatışmalarla mücadele etmek zorunda kalmıştır.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SOSYALİST YUGOSLAVYA
İkinci Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya, Nazi Almanyası ve İtalya tarafından işgal edilmiştir. Bu dönemde, Yugoslav Partizanları liderliğinde güçlü bir direniş hareketi ortaya çıkmıştır. Savaşın sonunda, Josip Broz Tito liderliğindeki komünistler iktidara gelerek Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'ni kurmuşlardır. Tito yönetiminde Yugoslavya, Sovyetler Birliği'nden bağımsız bir politika izlemiş ve Soğuk Savaş döneminde önemli bir aktör haline gelmiştir.
Tito'nun ölümüyle birlikte Yugoslavya'da siyasi istikrarsızlık baş göstermiştir. Farklı etnik gruplar arasındaki gerilimler giderek artmış ve milliyetçi duygular güçlenmiştir. 1990'lı yılların başında yapılan çok partili seçimler, ülkedeki siyasi bölünmeleri daha da derinleştirmiştir. Sırp milliyetçisi Slobodan Miloševiç'in yükselişiyle birlikte, Yugoslavya'nın dağılma süreci hızlanmıştır.