İlk önce Londra-Singapur seferini yapan yolcu uçağında 1 kişinin hayatını kaybetmesi ve 104 kişinin yaralanması, daha sonra İstanbul-İzmir seferini yapan uçakta bir kabin memurunun vücudunda kırıklar meydana gelmesi, son olarak da Doha-Dublin seferini yapan uçakta 12 kişinin yaralanmasının ardından türbülansla ilgili korkular arttı. 3 türbülans olayından 2’sinin Türkiye üzerinde yaşanması da gözleri uzman açıklamalarına çevirdi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pilotaj Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salim Kurnaz, konuyla ilgili merak edilenleri yanıtladı.
TÜRBÜLANS NASIL OLUŞUR?Türbülansın oluşumunu açıklayan Kurnaz, “Havacılıkta biz uçak kanatlarının altından ve üstünden geçen rüzgarın birbirine paralel şekilde, sabit yönde ve hızlı olmasını isteriz. Türbülans bu hava akımlarının bozularak kanadın alt ve üst yüzeyine farklı derecelerde temas etmesidir. Havada olan rüzgar akımları, çeşitli ısınmalardan dolayı olan akımlar ve dağ gibi yüksek irtifalı coğrafi etkenler bu rüzgarların çeşitli yönlerde dalgalanmasını sağladıkları için rüzgar, uçağın kanatlarına farklı açılarda gelebiliyor ve uçak irtifa kaybediyor” dedi.
TOROS DAĞLARI KÜÇÜK TÜRBÜLANSLARA NEDEN OLABİLİYORUçuştan önce her türlü meteorolojik olayın bilindiğini ancak CAT denilen açık hava türbülansının öngörülemediğini belirten Kurnaz, türbülansın nerelerde daha sık yaşandığını ise şöyle anlattı:
“Türbülansın oluşumuna etki eden 3 faktör var. Bir tanesi yoğun yağmur taşıyan kümülüs bulutları. Bunlar meteorolojik radarda göründüğü için rotalar üzerinde varsa uçağın rotaları değiştiriyorlar. İkinci sebebi dağ gibi coğrafi yükseklikler. Bunlar hava akımlarının önce yukarıya doğru ardından da aşağıya doğru yönelmesine sebep olur. Örneğin Antalya-İstanbul uçuşunu yapan uçaklar, Toroslar üzerinden geçerken bu etkiye daha küçük bir şekilde maruz kalıyorlar. Himalayalar gibi daha yüksek dağ oluşumları hava akımını daha çok etkiliyor. Açık hava türbülansı dediğimiz türbülans çeşidi de sıcak hava akımın soğuk akımlarla sınır tabakası yaptığı yerlerde oluşuyor.”
Türbülansların 2-3 dakikayı geçmeyeceğini vurgulayan Doç. Dr. Salim Kurnaz, “Türbülanstan kaynaklı düşme vakası tarihte yok. Türbülans esnasında emniyet kemeri bağlı olmayan, ayakta, tuvalette yakalanan yolcular başlarını tavana ya da herhangi bir yere çarpma ya da birkaç koltuk ileri geri gitme gibi olaylarla karşılaşılıyor. Özellikle ayakta yakalanmak daha ciddi yaralanmalara sebebiyet veriyor” dedi.
3 VAKADAN 2’SİNİN TÜRKİYE ÜZERİNDE YAŞANMASININ NEDENİNİ AÇIKLADISon yaşanan türbülans olaylarını yaz dönemine girilmesine bağlayan Kurnaz, “Kuzey yarım kürede sıcak hava akımlarının artmasıyla ve bu sıcak hava akımlarının soğuk hava akımlarına ayrıldıkları bölgelerde türbülans oluşuyor” dedi. Kurnaz, küresel ısınma nedeniyle sıcak ve soğuk hava akımlarının yerlerinin değişmesi nedeniyle bu tür olayların normal olduğunu belirtti.
Doç. Dr. Salim Kurnaz, son 3 şiddetli türbülans olayından 2’sinin Türkiye üzerinde meydana gelmesiyle ilgili olaraksa, “Avrupa’nın güneyinden ve Türkiye üzerinden geçen bir soğuk hava iklimi, sıcak hava akımı mevcut. En son yaşanan olayda da bu sıcak hava akımının etkisi görülmüş vaziyette. Bölgesel olarak illa Türkiye’de çoğunlukla olacak diye bir risk yok” şeklinde konuştu.
UÇUŞ BOYUNCA KEMERLERİ BAĞLI TUTMAK GEREKİYORYaşananların uçuşlarda tehlike riskini artırdığı yönünde yorumlanmaması gerektiğini vurgulayan Kurnaz, türbülansa karşı alınabilecek en önemli tedbirin kemerler bağlı şekilde uçmak olduğunu söyledi. Doç. Dr. Kurnaz, “Yolcular türbülansın birkaç dakika sürebileceğini akıllarında bulundurmalı ve sakin kalmalı. İhtiyaçları yoksa kemerleri bağlı şekilde uçmalarını tavsiye ediyoruz. Bu sayede ani bir türbülansa girmeleri durumunda en az etkileneceklerini söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.