Ağrı Dağı, Nuh Tufanı ile ilişkilendirilen birçok efsaneye konu olmuş bir dağdır. İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi pek çok dinin kutsal metinlerinde Nuh Tufanı'nın hikayesi bulunur. Bu hikayeye göre, Tanrı'nın dünyayı günahkarlıktan arındırmak amacıyla gönderdiği büyük bir tufanla dünya sular altında kalmış, Nuh'un ailesi ve birkaç hayvan dışında her şey yok olmuştur.
Ağrı Dağı'nın Nuh Tufanı ile ilişkilendirilmesi, çeşitli kültürlerde ve inanç sistemlerinde ortak bir tema olarak görülür. Bu hikayeye göre, Nuh Tufanı dünyayı kaplayan büyük bir sel felaketiyle sonuçlanır. Nuh'un Tanrı tarafından kendisine verilen talimatla bir gemi yapması ve bu gemiye kendi ailesi ile birlikte her türden hayvanı alarak kurtulması anlatılır.
Tufan sona erdikten sonra, geminin suların çekildiği yerde karaya oturduğu kabul edilir. Bu nokta, birçok farklı kültürde farklı şekillerde yorumlanır ve farklı coğrafi bölgelerde çeşitli dağlarla ilişkilendirilir. Türkiye'de, özellikle Ağrı Dağı bu hikaye ile ilişkilendirilir.
Ağrı Dağı'nın Nuh Tufanı ile ilişkilendirilmesi, özellikle İslam geleneğinde önemli bir yer tutar. Kur'an'da geçen "Cudi Dağı", İslam alimleri tarafından Ağrı Dağı olarak yorumlanır ve Nuh'un Gemisi'nin bu dağın zirvesine oturduğuna inanılır.
Ağrı Dağı'nın Nuh Tufanı hikayesi ile ilişkilendirilmesi, sadece dini bir inanç değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi bir mirasın da bir parçasıdır. Bu hikaye, Ağrı Dağı'nı sadece coğrafi bir olgu olarak değil, aynı zamanda insanlık tarihinin önemli bir olayı olan Nuh Tufanı'nın sembolik bir hatırası olarak da görülmesine neden olur. Bu nedenle, Ağrı Dağı'nın Nuh Tufanı ile ilişkilendirilmesi, hem dini hem de kültürel açıdan büyük öneme sahiptir.