Münevver Karabulut’u 15 yıl önce vahşice öldüren Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldı. Mezardan çıkarılan cesedin kalıntıları tabuta konularak Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Garipoğlu’nun mezarından kefenin çıkmamış olması dikkat çekti. Bu durumda, kefenin çürüme süresi ve mezarda yok olma süreci merak konusu oldu. Peki, kefen gerçekten çürür mü ve mezarda ne kadar sürede yok olur?
2009 yılında lise öğrencisi Münevver Karabulut'u vahşice öldüren Cem Garipoğlu'nun açılan mezarından kefen çıkmadı. Garipoğlu’nun mezarından kefen çıkmamasının ardından vatandaşlar, "Kefen çürür mü, kaç yılda çözülür?" sorularına yanıt aramaya başladı. Arama motorları üzerinden yapılan araştırmanın ardından, "Kefen çürür mü, kaç yılda çözülür?" sorusuna yanıt bulundu. İşte Kefen çürür mü, kaç yılda çözülür? sorusuna yanıt....
KEFENİN ÇÜRÜME SÜRECİ: NE KADAR SÜREDE YOK OLUR?Kefen, genellikle pamuklu kumaştan yapıldığı için zamanla çürüyebilir. Çürüme süresi, gömüldüğü toprağın nem durumu, asidik özellikleri ve hava koşulları gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Özellikle nemli ve mikroorganizmalar açısından zengin topraklarda kefen daha hızlı parçalanır.
İslami inanışlara göre, kefenin doğayla uyumlu malzemelerden yapılması tercih edilir. Bu yaklaşım, kefenin doğal süreçlerle geri dönüşümünü kolaylaştırır ve doğanın döngüsüne uyum sağlar.
Genel olarak, pamuklu kefenler 1 ila 3 yıl içinde tamamen çürüyebilirken, daha kuru veya soğuk toprak koşullarında bu süre 5 yıla kadar uzayabilir. Toprağın pH seviyesi, nem oranı ve hava sirkülasyonu da çürüme hızını etkileyen önemli unsurlardandır.
CEM GARİPOĞLU'NUN MEZARINDA KEFENSİZ OLMASI NE ANLAMA GELİYOR?Cem Garipoğlu'nun mezarında kefen veya bezlerin olmaması, ceset bütünlüğünün bozulduğunu gösteriyor. Avukat Rezan Epözdemir, bu durumun cesedin ciddi bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurguluyor. Kefensiz kalma durumu, ölümün nedenine ve cenaze işlemlerinin nasıl yürütüldüğüne dair önemli soruları gündeme getiriyor.
Kefenin olmaması, defin prosedürlerinin düzgün uygulanmadığına dair endişelere yol açıyor. Bu durum, cenaze işlemlerinin nasıl gerçekleştirildiği hakkında şüpheler oluştururken, aynı zamanda hukuki süreçler ve toplumsal algılar açısından da kritik bir noktayı işaret ediyor.