Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kamboçya Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Sok Chenda Sophea ile Bakanlıktaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Bu yıl Türkiye ile Kamboçya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 65. yıl dönümü olduğuna işaret eden Fidan, ilişkilerin son dönemde her alanda geliştiğini görmekten memnuniyet duyduklarını belirtti.
Fidan, bugün de verimli görüşmeler yaptıklarını ve üst düzey ziyaretleri artırma kararı aldıklarını kaydederek, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar dolar hedefine ulaşması için de çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Kamboçyalı mevkidaşı Sok'un dün İstanbul'da iş çevreleriyle bir araya geldiğini, bugün ve yarın da Ankara'da temaslarını sürdüreceğini aktaran Fidan, iki ülke arasındaki ilişkilerin ahdi temelini güçlendirmek için çalıştıklarını dile getirdi.
Fidan, Türk Hava Yolları (THY) seferlerinin Kamboçya'ya başlatılması için yoğun bir çalışma ve çaba içerisinde olduklarını belirterek, ticaret anlaşması konusunda da çalışmaların devam ettiğini vurguladı.
Bugün ormancılık alanında ve iki üniversite arasında işbirliği imzaları atıldığını aktaran Fidan, kalkınma alanındaki işbirliğinin ilişkilerin çok önemli bir boyutunu teşkil ettiğini ve Kamboçya'nın kalkınma çabalarına destek olmaktan memnuniyet duyduklarını söyledi.
Fidan, Yunus Emre Kültür Merkezi'nin geçen yıl Phnom Penh Kraliyet Üniversitesi'nde faaliyete geçtiğini anımsatarak, yakında da Türkiye Maarif Vakfına bağlı okulların gelecek dönemde çalışmalarına başlayacağını ifade etti.
Kamboçya ile sadece ikili düzeyde değil, başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere çeşitli uluslararası platform ve kuruluşlarda da işbirliğini artan bir şekilde devam ettirdiklerini kaydeden Fidan, Güneydoğu Asya bölgesinde Güney Doğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ile kurumsal işbirliğini güçlendirme hedefi doğrultusunda çalışmayı sürdürdüklerini dile getirdi.
Fidan, bu bağlamda Kamboçya'yı çok değerli bir ortak olarak gördüklerinin altını çizdi.
Bakan Sok ile başta Ukrayna ve Gazze olmak üzere bölge için önemli olan konuları da ele aldıklarını anlatan Fidan, özellikle Gazze konusundaki fikirlerinin örtüştüğünü görmekten memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
"İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ VE SAVUNMASI ADINA BAŞKA BİR MİLLETİN SOYKIRIMINI SÜRDÜRMEK KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL"Hakan Fidan, önceki gün itibarıyla İsrail'in Gazze'de yürüttüğü ve sürdürdüğü katliamlara bir yenisinin eklendiğini vurgulayarak, İsrail'in Refah'ta bulunan tamamıyla sivillerin bulunduğu bir mülteci kampına hava taarruzu düzenlediğini ve onlarca masum sivilin şehit olmasına ve yaralanmasına sebep olduğunu söyledi.
İsrail'in mümkün olan en sert ve en insanlık dışı faaliyetleri sürekli sürdürdüğüne dikkati çeken Bakan Fidan, şunları kaydetti:
"Yürüttüğü bu soykırımın elbette cezasız kalmayacağı, hem insanlık vicdanında hem uluslararası hukuk tarafından da gerekli muameleyi göreceğine yürekten inanıyoruz. Bu konudaki çalışmalarımıza da devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi eğer bazı başta Amerika olmak üzere, Batılı ülkelerin kayıtsız şartsız İsrail'e olan bu desteği olmasa İsrail'in bölgede yaptığı soykırımın ne başlaması ne devam etmesi mümkün değildi. İsrail'in güvenliği ve savunması adına başka bir milletin soykırımını sürdürmek kabul edilebilir bahane değildir. Bu elbette ki sebepleriyle beraber uluslararası topluma bir maliyet üretecektir. Biz Gazze'de işlenen katliamların durdurulması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz."
"MISIR HÜKÜMETİNE VE DEVLETİNE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM"Fidan, "Başından beri bu savaşın durdurulmaması halinde büyük bir yayılma riski taşıdığını ifade etmiştik. Biliyorsunuz, Kızıldeniz'deki olaylar daha sonra bölgede gelişen diğer gelişmeler yayılma riskini sürekli gündemde tuttu." ifadelerini kullandı.
İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nda dün çıkan çatışmada Mısırlı bir askeri öldürdüğünü hatırlatan Dışişleri Bakanı, bunun, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının bölgeye yayılma tehlikesinin ne kadar cari olduğunu bir kez daha gösterdiğinin altını çizdi.
Fidan, "Mısır hükümetine ve devletine başsağlığı diliyorum. Şehit olan asker kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine de başsağlığı dileklerimizi şahsım ve devletim adına buradan iletiyorum." dedi.
"İNSANLIK MAALESEF GAZZE'DE ŞEHİT OLANLARIN KANI ÜZERİNDEN YENİ BİR FİLİSTİN GERÇEĞİNE 2024 YILINDA GÖZÜNÜ AÇTI"Filistin'in devlet olarak tanınması yönündeki sistemli çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Fidan, uluslararası toplumun geç ve ağır hareket etmesine karşın Filistin'in devletleşme çabalarının haklı görüldüğü bir atmosferin oluştuğunu ve bu atmosferin yapısal bir duruma evrilmesi için çalıştıklarını söyledi.
Hakan Fidan, son olarak İspanya, Norveç ve İrlanda'nın Filistin'i tanıdığını, Slovenya'nın da tanıma yolunda bulunduğunu ve bunların önemli gelişmeler olduğunu ifade etti.
Brüksel'de yapılan toplantılarda artık 150'ye yakın ülkenin Filistin'i devlet olarak tanımasının gündeme geldiğini aktaran Fidan şunları kaydetti:
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde bu tanıma hala kabul edilmiş değil, tek bir ülkeden dolayı. Ama bu diğer ülkelerin, tanıyan ülkelerin Filistin'le devlet ilişkisi kurması önünde engel değil. Her tanıyan ülke Filistin'le devlet ilişkisi, tıpkı Türkiye'nin yaptığı gibi kurabilir. Mevcut devam eden işgal var, bu işgal şartlarının el verdiği ölçüde Filistin'in devlet olarak tanınması ve ona göre işbirliği yapılması fevkalade önemli."
"Giderek İsrail özellikle illegal yerleşimciler yoluyla Filistin devletinin elindeki toprakları alıyor ve Filistinlilere idare edecekleri yaşayacakları bir alan bırakmamak yönündeki projesini devam ettiriyor." diyen Fidan, insanlık vicdanını yaralayan bu planın uygulanmasının sonuna gelindiğini dile getirdi.
Fidan, İsrail'in yıllardır gerek propaganda yoluyla gerek diğer anlatılar yoluyla oluşturduğu bir illüzyonla mevzi kazandığının altını çizerek "Ama artık bu illüzyon dağıldı, insanlık maalesef Gazze'de şehit olanların kanı üzerinden yeni bir Filistin gerçeğine 2024 yılında gözünü açtı. Bu Filistin gerçekliği, daha önce de ifade ettik, sadece Filistin halkının özgürlüğünü ve egemenliğini ifade etmiyor, aynı zamanda uluslararası sistemin on yıllardır oluşturduğu yalan imparatorluğunun da bir noktada çökmesi için bir başlangıcı teşkil ediyor." ifadelerini kullandı.