Filistin sözde Ermeni Soykırımı'nı tanıyor mu?

Filistin’in sözde Ermeni Soykırımı iddialarını desteklediği ve tanıdığı yönündeki iddialar son dönemde iyice tartışma konusu oldu. Peki Filistin’in, sözde soykırıma yönelik geçmiş yıllardan bu yana bakış açısı nedir? Sözde soykırımı hangi ülkeler tanıyor? Mahmud Abbas'ın Ermenilerle ilişkileri nasıl?

Haber Giriş Tarihi: 16.11.2023 02:47
Haber Güncellenme Tarihi: 16.11.2023 02:47

İsrail’in, Filistin topraklarına yönelik yıllardır süren işgal ve zulüm politikası Türkiye’den de büyük tepki görüyor. Türkiye’nin Azerbaycan, Filistin-İsrail çatışmasında taraf olarak Tel Aviv’in yanında duruyor. Azerbaycan’ın İran politikasının kısmen İsrail’le uyuşması ve başta enerji olmak üzere ekonomik boyutu yüksek projelerde zaman içinde ortaklık geliştirmeleri, Bakü’nün bu desteğinin altında yatan sebeplerinden başlıcalarıdır. Türkiye’de de zaman zaman Filistin’in sözde Ermeni Soykırımı'nı desteklediğine dair söylentiler gelmektedir. Bu iddialar, Filistin’in İsrail ile olan haklı mücadelesinde Türkiye’nin Filistin’in yanında durmasını eleştirenler tarafından sürekli gündeme taşınmaktadır. Ancak dünya üzerinde Türkiye’nin pek çok müttefiki sözde Ermeni Soykırımı iddialarını tanımaktadır. Bunun haricinde iddia edildiği gibi Filistin’in herhangi bir resmi belgede veya açıklamada ‘soykırım’ sözcülüğü geçirdiği veya bu yönde Ermeni diasporasına destek sağladığına rastlanmamaktadır. Yani Filistin resmi olarak sözde Ermeni Soykırımı'nı tanımayan ülkeler arasındadır.

ÜMİT ÖZDAĞ’IN AÇIKLAMASI TARTIŞMALARI ALEVLENDİRDİ

Filistin’in Türkiye aleyhine politikalar yürüttüğüne dair iddiaların alevlenmesi Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın sosyal medya platformu X’te paylaştığı şu iletiyle gerçekleşti: “Filistin Kurtuluş Örgütü ve Hamas, Kıbrıs’ta KKTC’yi haklı bulup destekleyip tanıyıncaya kadar-(Rumlar’ı destekliyorlar), sözde Ermeni soykırımı iddialarını reddedinceye kadar-(Ermeni soykırım yalanını destekliyorlar) Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı baskıları kınayıncaya, (FKÖ açık şekilde Pekin’i destekledi) Doğu Akdeniz’de Rum-Yunan tezlerinden desteğini geri çekene, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği operasyonlara Arap liginde yapılan kınamalara karşı çıkana kadar-(Hamas karşı çıktı) Zafer Partisi’den kimse karşılıksız Filistin destekçiliği beklemesin.”

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın, Ermeni patriğini ziyaretinden bir fotoğraf.

MAHMUD ABBAS VE ERMENİLERLE İLİŞKİLERİ

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı inceleyelim. 1948 yılında Filistin’in kuzeyindeki Safed şehrinde doğan Abbas, İsrail-Arap Savaşı’ndan sonra ailesiyle birlikte Suriye’ye göç etti. Göç döneminde Moskova’da hukuk eğitimi gören Abbas’ın burada kurduğu ilişkilerle, Ermeni meselesine çok da uzak olmadığı anlaşılabilir. 2016 yılında yayınlanan, Hınçak Partisi'nin Batı ABD bölgesinin yayın organı olan Massis Post haber sitesinin haberine göre Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, eski Ermeni takvimine göre 18 Ocak'ta kutlanan Noel Yortusuna katılmış. Yayınlanan haber şu şekilde:

“Bethlehem'deki kilisede yapılan törenden sonra konuşan Abbas, Ermenilerin ve diğer Hıristiyanların “bu toprakların tuzu” olduklarını ve bu toprağı asla terk etmeyeceklerini dile getirdi. Abbas, Ermenilerin başta olduğu üzere Hıristiyanlardan kurtulmak isteyenlere yerlerinde sakin durmaya tavsiye etti.  Abbas “Ermeniler Kudüs'te, Ramalla'da ve Bethlehem'de hep var olmuşlar. Buradan onların gitmelerini isteyenler, kendi gitsinler” şeklinde konuştu.

Haber Ermeni diasporası tarafından desteklenen bir haber sitesinde yer aldığı için son paragrafını da şu şekilde servis etmişler:

“Abbas ayrıca Filistin halkının içinde bulunduğu vahim durumu Soykırım yıllarında Ermenilerin durumuna benzetti.  Filistin Cumhurbaşkanı Ermeni mevkidaşı Serj Sarkisyan'ı Filisein'e davet ettiğini bildirerek, Sarkisyan'ın davetini kabul edeceğini ümit ettiğini söyledi.”

Ermeni yayın organlarının haricinde hiçbir basın kuruluşunda Mahmud Abbas’ın sözde Ermeni soykırımına dair bir sözü geçmemektedir. Diğer taraftan; son rakamlara göre İsrail ve Filistin topraklarındaki nüfusun yüzde 7’sini Ermeniler oluşturmaktadır. İsrail’in Filistinli olarak kabul ettiği Ermenilerle ilgili Mahmud Abbas’ın ülkesindeki halklar için birleştirici sözcükler kullanmasından doğal bir durum yoktur.

FİLİSTİN SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI PULU BASTIRDI MI?

Filistin’in, Ermeni Soykırımı’nı desteklediğine dair iddialardan bir diğeri ise sosyal medya ve bazı basın organlarında yer alan Filistin'in, sözde Ermeni soykırımı anısına pul bastırdığı yönünde. Pulun, 1915 olaylarının 100'üncü yıl dönümünde basıldığı öne sürüldü. Geriye yönelik sosyal medya araştırması yapıldığında söz konusu iddianın ve pul görselinin 2015 yılından beri çeşitli mecralarda dolaşıma sokulduğu görülüyor.  İddianın genellikle Türkiye ve Filistin arasındaki olumlu ilişkileri hedef gösteren yorumlarla birlikte paylaşılması dikkat çekiyor.

İDDİA YALANLANDI

İddia, Filistinli yetkililer tarafından yalanlandı. 25 Nisan 2015 tarihli habere göre, Anadolu Ajansı'na konuşan Filistin'in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Mohammed Nabeel Alsarraj "Filistin devleti için böyle bir pul söz konusu değildir. Filistin ve Türkiye arasındaki kardeşliğe zarar verecek her türlü girişim başarısız olacaktır." açıklamasında bulundu. İddia, Filistin'in Azerbaycan Büyükelçiliği tarafından da yalanlandı. "Filistin'in, sözde Ermeni soykırımı anısına bir pul bastırmadığı ve sosyal medyada dolaşan pul görselinin sahte olduğuna" dair açıklamaya, 22 Nisan 2015 tarihinde Azerbaycan medyasına yansıyan haberlerden ulaşılabiliyor.

Filistin'in bastırdığı pullara dair katalog yayınlayan internet sitesinde 2015 yılında çıkan pulların listesi bulunuyor. Listede "8 Mart Dünya Kadınlar Günü", "İslami Yeni Yıl" ve "Dünya Engelliler Günü" gibi özel günlere dair hatıra pulu bastırıldığı ancak sözde Ermeni soykırımına dair herhangi bir pulun basılmadığı görülebiliyor.

KARABAĞ'DA KİME DESTEK VERDİLER?

Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, 1915 yalanlarına karşı Türkiye’nin yanında olduklarını ifade etmiştir.  Ayrıca Karabağ savaşında ise Filistin’in Ermenistan’ı desteklediğine dair resmi hiçbir açıklama yoktur. Buna karşın Filistin İslami Cihat Örgütü Tahran temsilcisi Nasır Ebu Şerif, Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu ifade etmiştir.

SÖZDE SOYKIRIMI TANIYAN ÜLKELER

Sözde Ermeni Soykırımı’nı tanıyan dünyadaki ülkeler arasında iüç Müslüman ülke de bulunuyor. Bunlar Libya, Lübnan ve Suriye. İddiaların aksine listede Filistin yer almıyor. Sözde Soykırımı tanıyan ülkelerin güncel listesi şu şekilde: Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili, Kıbrıs Rum Yönetimi, Çekya, Ermenistan, Fransa, Yunanistan, İtalya, Libya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Hollanda, Paraguay, Polonya, Portekiz, Rusya, Slovakya, İsveç, İsviçre, Suriye, Vatikan, Venezuela, Uruguay.

Ayrıca Birleşik Krallık'ın parçaları olan Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda da sözde soykırımı tanımasına rağmen, İngiltere’nin henüz bu yönde resmi bir açıklama yapmaması nedeniyle geçersiz sayılıyor.

Yine İspanya'da da Bask Parlamentosu soykırım olarak tanımlayan bir deklarasyon yaptı. Avustralya'nın Yeni Güney Galler Eyaleti de 1915 olaylarını bir soykırım olarak kabul ediyor.

İsviçre'de ise sözde Ermeni Soykırımı’nı reddetmek suç sayılıyor.

SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI'NI REDDEDEN ÜLKELER HANGİLERİ?

Yaşanan olayların soykırım olduğu görüşünü doğrudan reddeden ülkeler Türkiye'nin yakın ilişkiler yürüttüğü Azerbaycan ile Pakistan'dır

ERMENİSTAN FİLİSTİN'İ DESTEKLİYOR MU?

Konunun diğer tarafına bakıldığında Ermenistan'ın da Filistin'e İsrail saldırıları karşısında net bir desteği bulunmuyor. 7 Ekim'den itibaren Gazze'de yaşanan katliam karşısında Ermenistan Dışişleri Bakanlığı, sosyal medya hesabı X'te yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Filistinliler ile İsrail arasında yaşanan şiddet olayları ve sivillere yönelik saldırılar karşısında şok içinde kaldık. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziyelerimizi sunuyor ve yaralılara acil şifalar diliyoruz. Şiddetin durdurulması için yapılan uluslararası çağrılara katılıyoruz."

HANGİ ABD BAŞKANLARI ‘SOYKIRIM’ DEDİ?

ABD Kongresi, 'Ermeni Soykırımı'nı tanıyor. ABD'de Senato 2019 yılında, 1915 olaylarını oy birliğiyle soykırım olarak kabul ettiğini açıklamış, ancak Donald Trump yönetimi, 1915 olaylarını "soykırım" olarak görmediklerini ilan etmişti. Eski Başkan Donald Trump, 24 Nisan 2019'daki açıklamasında "20'nci yüzyılın en kötü kitlesel kıyımlarından biri" derken "soykırım" ifadesini kullanmamıştı. ABD tarihinde ‘soykırım’ ifadesini ilk kez 1981 yılında eski Başkan Ronald Reagan kullanmıştı. Daha sonra bu ifade Barack Obama ve Joe Biden tarafından da kullanmıştı.

TÜRKİYE: 'TARİHÇİLERE BIRAKIN'

Türkiye Cumhuriyeti, “soykırım” sözcüğünün yaşanan olayları tanımlamak için doğru terim olmadığını savunarak bu sözcüğün kullanılmasını reddediyor. Ankara, tarihteki olayların araştırılması ve hakikatlerin ortaya çıkartılmasının tarihçilere bırakılması gerektiğini, meselenin “siyasete alet edilmemesi gerektiğini” savunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Nisan 2021’de bu konuda yaptığı açıklamada, “Yıllardır dile getirilen Ermeni iddiaları konusunda ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifimize hala bir cevap alamadık. Kendi arşivlerimizi tamamen bu komisyona açma taahhüdünde bulunduk ama muhataplarımızdan yine ses çıkmadı” açıklamasını yapmıştı.

TÜRKİYE'DEN İLK TAZİYE MESAJI

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk olarak 24 Nisan 2014 arifesinde Başbakanlık tarafından Ermenice dahil dokuz dilde bir taziye mesajı yayınlandı.

"Ermeni vatandaşlarımız ve dünyadaki tüm Ermeniler için özel bir anlam taşıyan 24 Nisan, tarihi bir meseleye ilişkin düşüncelerin özgürce paylaşılması için değerli bir fırsat sunmaktadır” diye başlayan mesajda, şu ifadelere yer verilmişti: “ Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarının hangi din ve etnik kökenden olursa olsun, Türk, Kürt, Arap, Ermeni ve diğer milyonlarca Osmanlı vatandaşı için acılarla dolu zor bir dönem olduğu yadsınamaz. Adil bir insani ve vicdani duruş, din ve etnik köken gözetmeden bu dönemde yaşanmış tüm acıları anlamayı gerekli kılar. Türkiye'de 1915 olaylarına ilişkin farklı görüş ve düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi; çoğulcu bir bakış açısının, demokrasi kültürünün ve çağdaşlığın gereğidir. Her din ve milletten milyonlarca insanın hayatını kaybettiği I. Dünya Savaşı esnasında, tehcir gibi gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadiselerin yaşanmış olması, Türkler ile Ermeniler arasında duygudaşlık kurulmasına ve karşılıklı insani tutum ve davranışlar sergilenmesine engel olmamalıdır. Kadim ve eşsiz bir coğrafyanın benzer gelenek ve göreneklere sahip halklarının, geçmişlerini olgunlukla konuşabileceklerine, kayıplarını kendilerine yakışır yöntemlerle ve birlikte anacaklarına dair umut ve inançla, 20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz.”