NİLKOOP ile birlikte tarım ve hayvancılık konularında uzman akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve kurum temsilcilerinin katılımıyla “Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı” başladı.
14-15-16 Ekim tarihlerinde düzenlenecek çalıştayda, tarımsal kalkınmanın güçlendirilmesi, kooperatifçilik modelinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir tarım uygulamaları konularında önemli paylaşımlar yapıldı.
Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Süleyman Ayyılmaz, “NİLKOOP olarak düzenlediğimiz bu çalıştayda sizlerle bir arada olmak gurur verici, amacımız tarım ve hayvancılığı sürdürülebilir bir hale getirmektir. Burada elde edilecek bilgi ve öneriler NİLKOOP’un çalışmalarına verin katacaktır.
Nilüfer Belediyesinin geçmiş dönemde tarım ve hayvancılık alanında yaptığı çalışmalardan söz ederek konuşmasına başlayan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Geçmiş dönemde birçok iş yapılmış. Ata tohumu yetiştirmekten bostanlara kadar çeşitli çalışmalar yapılmış. 71 dönüm alanda tahıl yapıyoruz, bunun yanı sıra zeytinyağı, siyah incir gibi çeşitli üretimler yaparak bostan marketlerimizde vatandaşlarımızla buluşuyoruz. Geçmiş dönemde temel nokta üretim olarak ele alınmış biz üretimi sürdürerek sanayinin bu bölgede olması bu bölgeye olan göçüde daha fazla artırıyor. Yeni bir sanayi alanı oluşturuldu. Bu alanda aileleri ile yerleşecek nüfuzu 400 olarak hesapladık. Bu nüfuz Nilüfer için çok fazla bir sayıdır. Hasanağa enginarı, karpuz, kavun, siyah incir açısından çok değerli ve önemli bir kenttir Bursa. Bizim düşüncemiz kooperatif desteğiyle satış güvencesi vererek satıl yapmayı hedefliyoruz. Üreticiler dağınık, bu yüzden üreticilerin birey olarak ihracatçı ile anlaşması pek kolay olmuyor. Üreticini dağınıklığını emeğinin söndürülmesine neden oluyor. Bizde köylerimizde kooperatif kurarak ürünlerini kooperatif üzerinden satarak emeklerinin karşılığını almalarını sağlamak istiyoruz. Kendi kooperatifinde sigortalı biri olarak üretimini yapmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Su gitmeyen köylerle ilgilide çalışmalarımıza hız verdik. Para ihtiyacı olan çiftçilerinin tarlalarını satarak kendi ihtiyaçlarını karşılıyor. Bir sebepten bu tarlalar çiftçilerimizin elimden alınıyor. Biz bunun önüne geçmeye çalışacağız. Bunun yanı sıra bu tarım arazilerinde kaçak yapılaşmada yapılmaya çalışılıyor. Bu gibi durumlara tanıklık olan kişiler belediyemize bildir ise biz doğrudan giderek bu kaçaklaşmanın önüne geçiyoruz. Bizim arzu ettiğimiz Nilüfer’in köylüsü Nilüfer’in efendisi olsun istiyoruz” şeklinde konuştu.
Başkan Özdemir Sözlerini Yaşar Kemal’in şu sözleri ile noktaladı: ‘Toprağı, doğayı öldürmek kolaydır. Yaratmak zordur. Bence başlıca vatanseverlik toprağımızı korumaya çalışmaktır.’
“BİRLİKTE SATARAK EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALACAĞIZ”Nilüfer’i yeniden tarım şehri yapacağız diyerek yola çıkan Başkan Şadi Özdemir'e milletvekilleri olarak desteklediklerinin altını çizerek konuşmasına başlayan CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, “Hep birlikte üretim yapamayı ve satmayı kooperatifçilik ile sağlayabiliriz. Dünya şu anda akıllı tarım yapıyor. Bu süreçi çiftçimizin tek başına yapması epey zor. Bu süreçi ortak akılla birlikte üreterek birlikte satarak emeğimizin karşılığını alacağız.” dedi.
Türkiye’nin gündeminin sürekli değiştiğini böyle önemli bir konuyu gündemin arasında kaynamasına izine vermeyen Nilüfer Belediyesi'ne teşekkür ederek konuşmasına başlayan CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, “Tarım topraklarını korumayı, gıda yetersizliğini ön planda tutarak bir adım atmayı başarırsak bu geleceğimiz çocuklarımız için çok önem arz etmektedir.” dedi.
“ÇİFTÇİ YOKSA ÜRETİMDE YOK”Çiftçinin yaşadığı sorunlara değinen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Çiftçi yoksa üretimde yok. Arazilerde imar, sanayi baskı ile tarım arazileri bir rant aracı ise bu durumun hemen toparlanması gerekiyor. Gıda hakkı diye vatandaşımızın kar ımı doyurabilme hakkı var. Bu hakkı da devletin sağlıyor olması gerekir. Çiftçiden çok tüketicilerin düşünmesi gereken bir konuyu tartışıyoruz şu anda burada. İki bin yıllık zeytin ağacını konuşuyoruz. Var mı iki bin yıllık bir fabrika. Kapitalizmin dayattığı iki göç politikası vardır. Bir tarım arazilerinde para kazanamadığını için göç edersiniz ikincisi ise sizi zorla borçlandırarak elimde olan arazileri satmak durumunda bırakılırsınız. Çiftçi dayatılan vergi altında ezilmekte tüketici pazarda alamadığı gıda krizinde. Tarımda ki politika bu ülkenin çiftçisi ve tüketicisinden yana değil ihracatçının yanındadır. 2024 yılında bu ülke 1.3 trilyon lira faize para veriyorsa bu ekonomik kriz değildir. Bu bir tercihtir. Çiftçimizin teknoloji yoksunu değil. Silah sanayinde sonra dünyada en büyük gelişme tarım da yaşanmıştır. Asıl sorun yanlış uygulanan politikalardır. Bursa sanayi kentleri artırarak katledildi. Dilerim bu kentin anayasasını hep birlikte koruruz.“ diye konuştu.
Tarım sorununun artık konuşmaktan öteye geçtiğimi ifade eden Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın, “Her zaman yaptığımız ağlamalardan birini yapsak inanın MYK toplantısını tercih ederdim. Biz sorun saptamanın geçildiği ve yeniden Türkiye’nin inşa edileceği bir dönemdeyiz. Bu kadim topraklar dünyada tarımın başladığı topraklardır. Biz bir gen bankası üzerinde yaşıyoruz. İnsanlar tohumu, hayvancılığın evcilleştirilmesini keşfetmek tarıma başlamışlar. Tahıllar dünyaya buradan yayılmıştır. Şu anda Türkiye’nin geldiği nokta ise hiç iç açıcı değil. Tohumlarımızın meralarımızı kaybettik. Türkiye hızla su kıtlığı çeken bir hale geldi. İklim kuzeye doğru kayıyor ve biz sanki hiçbir şey olmamış gibi sanayi faaliyetlerine devam ediyoruz. Gıda sanayisinde ihracatçıyız. Türkiye, buğdayda, arpada dışarıya muhtaç bir hale geldi. Bu gerçekleri konuşmak zorundayız. Köyler boşalmış, çiftçilikte taş ortalamasının çok yukarılarda. Ben umuyorum ki bu çalıştayda ortaya çıkan çıktılar bizim yeniden tarımı ayağa kaldırmamıza ışık tutacak. Bu çalıştaya katlı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.” dedi.