Osmanlı’dan beri süregelen hafızamızın unutamadığı lezzet macun, ilk günkü lezzeti ile kadim kentin göbeğinde geleceğe aktarılıyor.
Yirmi yıldan beri dedesinden devraldığı mesleği Bursa’da sürdüren Halil Sepetçi, “Bu lezzet Osmanlı’dan bize bırakılan bir miras ben de dedemden babama geçen bu lezzeti sürdürmek için çalışıyorum. Kapalı Çarşı’yı dolaşarak çocuklara satıyorum. Aynı zamanda özel günlerde, şenliklerde ve bayramlarda başka bölgelerde macunu çocuklarla buluşturuyorum.” dedi.
Çocukların vazgeçemediği bir lezzet olduğuna dikkat çeken Sepetçi, “Kendimiz her çeşit meyveden yapıyoruz. Bazı bölgeler bu lezzeti tanımıyor. Ankara’dan sonrasında bu lezzet yok. Gaziantep’ten Kahramanmaraş’tan gelen insanlar ‘bu nedir’ diyor. Ben de Osmanlı Macunu olduğunu, nasıl, ne ile yapıldığını anlatıyorum. Tadına bakan herkes seviyor. Bugüne kadar sevmeyene hiç rastlamadım.” açıklamasında bulundu.
SOKAKLARDA ÇOCUK YOK!Sokaklarda çocuk kalmadığı için macuncuların sokak sokak gezmediğinin üzerinde duran Sepetçi, “Eskiden çocuklar sokakta tanışırdı bu lezzet ile şimdi sokakta çocuk kalmadı. Özel günlerde ve bayramlarda okullarda satıyoruz. Pek çok çocuk da orada tanışıyor. Macunun çok şekerli olduğunu söyleyenler var ama bu macun öksürük, bronşit ve astım gibi hastalıklara iyi geliyor.” şeklinde konuştu.
Geleneksel kıyafetler ile geleneksel lezzeti yerli ve yabancı turistlere tanıttığını vurgulayan Sepetçi, “Arap turistler başta olmak üzere yerli yabancı pek çok turistin dikkatini çekiyor. Geleneksel kıyafetler kullanmamın sebebi bu motiflerin de geleceğe aktarılmasını istiyorum. Bizim çocuklarımız pamuk şeker, elma şekeri ve macunla büyüdü. Bu lezzetler çocuklar için hiçbir zaman kaybolmaz. Macun satan bir dükkan yok bu lezzetin duvarları yok.“ dedi.