28 Şubat 1855'te, resmi kayıtlara göre büyüklüğü 7,5 olarak belirlenen Mustafakemalpaşa merkezli bir deprem meydana geldi. Bursa ve çevresinde büyük yıkıma neden olan bu afet, bölgedeki birçok şehirde ve köyde ağır hasar oluşturdu.
Deprem, Bursa'da ve komşu şehirlerde geniş çapta yıkıma yol açtı. Bu trajik olayda 300 kişi hayatını kaybederken, binlerce ev ve işyeri tamamen harabe oldu. Ayrıca, bazı tarihi anıtlar ve camiler de depremin etkisiyle çöktü. Depremin ardından çıkan yangınlar, şehir içinde yayılarak ölü sayısını artırdı ve ek hasara yol açtı.
11 Nisan 1855'te, 28 Şubat depreminin ardından meydana gelen artçı şok, resmi kayıtlara göre 7,0 büyüklüğünde ölçüldü. Bu artçı sarsıntı, Gemlik'ten Mudanya'ya kadar olan geniş bir bölgeyi etkiledi ve 1.300 kişinin ölümüne neden oldu.
Bursalı yazar Gökmenzade Hacı Çelebi, Osmanlı Türkçesi ile kaleme aldığı "İşaretnüma" adlı eserinde, bu deprem ve Bursa bölgesinde yaşanan diğer büyük depremleri detaylı bir şekilde aktarır. Bu eser, dönemin afetleri hakkında önemli bilgiler sunmakta ve tarihteki büyük doğal felaketlerin etkilerini belgeler.
GÖKMENZADE HACI ÇELEBİ BURSA DEPREMİNİ ANLATMIŞGökmenzade Hacı Çelebi'nin "İşaretnüma" adlı eseri, 1855 yılında Bursa ve çevresinde yaşanan iki büyük deprem hakkında ayrıntılı ve zengin bilgiler sunmaktadır. İlk büyük sarsıntı, 16 Şubat 1855 Çarşamba günü saat 09:10'dan itibaren başlamış ve gün boyunca aralıklarla üç kez tekrar etmiştir. Bu deprem, Susığırk'tan (Susurluk) Bursa'nın doğusundaki Değirmenlikızık köyüne kadar geniş bir alanda tahribat yaratmıştır. İlk deprem sonrası artçı sarsıntılar, ertesi sabaha kadar 10-15 dakikada bir meydana gelmiş, yazarın tabiriyle "Arz karar etmeyip yer titredi durdu" şeklinde devam etmiştir. İlk depremin ardından 3-5 gün boyunca diğer küçük sarsıntılar yaşanmış ve yaklaşık kırk gün sonra bu artçı depremler sona ermiştir.
Ancak, hayat normale dönmeye başladığı sırada, 31 Mart 1855 Perşembe gecesi saat 01:00'de, "kudret topu gibi havadan bir gürültü kopup" çok şiddetli bir deprem daha olmuştur. Bu ikinci deprem, ilk depremden çok daha yıkıcı etkiler yaratmış; örneğin, ilk depremde Bursa Ulu Camii’nin iki kapısı yıkılırken, ikinci depremde dört kapısı tamamen çökmüştür. Bu şiddetli depremin artçıları, sabaha kadar saatte 5-6 kez tekrar etmiştir. Hacı Çelebi, artçılardan birinin "ilk deprem kadar şiddetli olaydı, Uludağ parça parça olur, dere-tepe dümdüz olurdu" ifadesiyle, büyük bir yıkım yaşanabileceğini belirtmiştir.
Yazar ayrıca, Uludağ’dan şehre büyük kaya parçalarının düştüğünü, yerlerin yarıldığını ve çeşitli bölgelerde sıcak su kaynaklarının ortaya çıktığını not etmiştir. Kükürtlü Hamamı yanındaki Hatice Sultan Türbesi çevresinde, Bademlibahçe’nin üst kısmında ve Kara Mustafa Hamamı civarındaki yolda yerden sıcak suyun kaynadığını yazmıştır. Bu sıcak su kaynakları, 5-10 gün boyunca kaynamaya devam etmiş ve sonrasında etkilerini yitirmiştir.
Hacı Çelebi'nin "İşaretnüma" eseri, bu depremler hakkında önemli bilgiler sunarak, dönemin sismolojik koşullarını ve afetlerin etkilerini detaylı bir şekilde belgelemektedir.