Erzurum’un tarihi kahvesi: İsle kahve

Erzurum'un 120 yıllık geleneği: İsle kahve, telvesi batmadan içilen tek kahve olma özelliğiyle Bursa'daki Fidan Han’da lezzet tutkunlarına eşsiz bir deneyim sunuyor. 13 bitkiden oluşan özel karışımıyla kahveseverlerin ilgisini çeken bu içecek, sadece lezzetiyle değil, özel tasarım fincanlarıyla da dikkat çekiyor.

Haber Giriş Tarihi: 17.11.2024 11:01
Haber Güncellenme Tarihi: 17.11.2024 11:01

Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken isle kahve, 120 yıllık tarihiyle Bursa’daki Fidan Han’da kendine özgü bir yer ediniyor. Dünyada telvesi batmayan tek kahve olma özelliğiyle öne çıkan bu kahve, Erzurum'un geleneksel tarifinden besleniyor. 1890’larda deve kervanları için 13 farklı bitkinin harmanlanması ile közde hazırlanan isli kahve, günümüze kadar lezzetini koruyarak gelmiş.

Dünyada telvesi batmayan tek kahve olma özelliğiyle öne çıkan isli kahve, 120 yıllık geçmişiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. İlk olarak 1890’larda Erzurum vilayetinde Esat Efendi’nin deve kervanlarına közde yaparak sunduğu bu kahve, bugün 600 yıllık Fidan Han’da, Baycan Bey’in dükkanında özel bir şekilde hazırlanıyor. İsli kahvenin en belirgin özelliği, içimi sırasında hem kahve telvesinin hem de suyun birlikte tüketilebilmesidir. Kahvenin hazırlanma süreci, geleneksel Türk kahvesinin ötesine geçerek, deneyimleyenlere eşsiz bir tat sunuyor. 13 farklı bitkinin harmanlandığı bu kahve, benzersiz bir aroma ve yoğunlukta…

Bu da onu diğer kahvelerden ayıran en önemli faktörlerden biri.

KÖKLÜ BİR GELENEĞİN DEVAMI

120 yıllık tarihi olan bir kahveyi 600 yıllık tarihi bir handa insanlara sunan Bayhan Budak, “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kahve yok. Büyük dedemiz, Erzurum vilayetinde deve kervancılarına közde yaparmış. Erzurum dağlarından da topladığı 12 çiçek özü ve Brezilya kahvesiyle birlikte 13 bitkinin karışımıyla hazırladığı kahve o zamanda kervancılar tarafından çok beğenilirmiş. Dünyanın batmayan tek kahvesi. Biz bu kahveyi fincanda yapıyoruz. Önce suyu koyuyoruz, suyun üzerine bir ölçek kahve koyuyoruz. Bunun esprisi içerken hem suyunu hem telvesini aynı anda içiyorsunuz. Asıl özelliği de bu aslında… Gerçek bir Türk kahvesidir. İçtiğiniz zaman başka bir koku, başka bir lezzet duymuyorsunuz. Bildiğimiz, içtiğimiz Türk kahvesinin daha yoğun ve daha organik bir hali. Kahvemizi müşteriye özel fincanlarımızda, nar şerbeti, tarihi Bağdat hurmamız ve suyumuzla birlikte sunuyoruz.” dedi.

EŞSİZ BİR DENEYİM

Fincanla birlikte közde pişen kahve, misafirlere yalnızca bir tat değil, farklı bir deneyim sunuyor. Ateşin fincanın etrafına verdiği is ise kahveye ismini veriyor.  Kahve deneyimini tamamlayan bir diğer önemli unsur ise özel fincanlar. Budak, sade, orta ve şekerli olmak üzere üç farklı tasarımda sunulan fincanların her birinin sıcaklığa karşı muhafaza özelliğinin yanı sıra, estetik bir görünüm de sağladığını belirtiyor. Bu fincanlar, yalnızca Çin’de bulunan özel bir topraktan üretiliyor ve yüksek ısıya dayanıklılığıyla dikkat çekiyor. Budak, “İsle kahve, bir kahve içiminden daha fazlası. Her bir detay, tarihi ve kültürel mirası yansıtıyor” şeklinde konuştu.

“EN İYİ KAHVE VE EN İYİ HİZMET”

Yaz turizminin aktif olduğu Akdeniz ve Ege gibi bölgelerde bir kaç şubeye kahveyi verdiklerini dile getiren Budak, “İsim altında Franchising vermiyoruz. Benzerleri yapılmaya çalışılıyor fakat hiçbiri bizim kahvemizin verdiği tadı vermiyor. Bizim reklamımızı müşterilerimizin memnuniyeti yapıyor. Burada müşterilerimizin kahveyle öpüşmesi gerekiyor ki başka insanlara da bu deneyimi aktarabilsinler. O yüzden müşteri ilişkilerimizde de çok önem veriyoruz. Her zaman, en iyi kahveyi ve en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz.” dedi.