Bursa'da su krizi derinleşiyor: Nilüfer Barajı neredeyse kurudu

Bursa Kent Konseyi, Nilüfer Barajı'ndaki su seviyesinin yüzde 2'ye düşmesiyle birlikte, su krizi ve iklim değişikliğine karşı acil önlemler alınması çağrısında bulundu.

Bursa Kent Konseyi, Nilüfer Barajı'ndaki su seviyesinin tehlikeli derecede düştüğünü belirterek, kuraklık ve iklim değişikliği ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla basın açıklaması yaptı.

Bursa'nın içme suyu ihtiyacını karşılayan en önemli barajlarından biri olan Nilüfer Barajı'ndaki su seviyesi, son verilerle yüzde 2'ye geriledi. Kentin barajlarının genel su seviyesi ise yüzde 19,47 olarak ölçüldü. Bursa Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Özge Sivrioğlu, kuraklık ve su sıkıntısının alarm verdiğini vurgulayarak, iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün daha belirgin hale geldiğini ifade etti.

Sivrioğlu, Türkiye’nin su kaynakları açısından zengin bir ülke olmadığını ve su stresi yaşayan ülkeler arasında yer aldığını hatırlatarak, "2030 yılına gelindiğinde Türkiye, su fakiri ülkeler arasına girebilir" dedi. Küresel iklim krizinin etkisiyle su kaynaklarının hızla tükenmeye başladığına dikkat çeken Sivrioğlu, Bursa'nın barajlarındaki su seviyelerinin düşmesinin, gelecekte su kesintilerine neden olabileceği uyarısında bulundu.

Bursa Kent Konseyi, Nilüfer Barajı'ndaki kuruma tehlikesine dikkat çekmek için basın toplantısı düzenlerken, "Yeşil Orman Seferberliği"nin bir an önce başlatılması gerektiğini belirtti. Sivrioğlu, barajlardaki su seviyesinin bu kadar düşmesinin, şehirdeki su tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini gösterdiğini söyledi. "Elbette suyun tasarrufu önemlidir, ancak hepimizin farkında olması gereken bir diğer önemli nokta da, birçok ürünün üretimi ve taşınması esnasında devasa miktarlarda su tüketildiğidir. Örneğin, bir hamburgerin üretimi yaklaşık 2 bin 400 litre su tüketir" dedi.

Sivrioğlu, suyun geri kazanımı için sanayinin daha verimli su kullanma yöntemlerine geçmesi gerektiğini ve "sıfır sıvı deşarjı" gibi ileri teknolojilerin kullanılmasını önerdi. Ayrıca, tarımda geleneksel sulama yöntemlerinin terk edilerek, damla veya yağmurlama sulama sistemlerine geçiş yapılması gerektiğini vurguladı.

Sivrioğlu, suyun yokluğunun sadece günlük yaşamı etkilemekle kalmayacağını, aynı zamanda sağlık ve gıda güvenliğini de tehdit edeceğini belirterek, "Su yoksa sağlık yok, yiyecek yok, kısacası hayat yok" ifadelerini kullandı. Bu nedenle, su kaynaklarını korumak için acil eylem planlarının devreye girmesi gerektiğini söyledi.

Bursa Kent Konseyi, çevreye duyarlı sanayi uygulamalarının yaygınlaştırılması, su kaynaklarının korunması için gereken önlemlerin alınması ve daha sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçilmesi için ilgili kurumlara çağrıda bulundu. Ayrıca, su hatlarındaki kayıp ve kaçakların önlenmesi ve suyun daha verimli kullanılması için gerekli çalışmaların hızla başlatılmasını talep etti.