Bursa 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda 345 gündür her akşam bir araya gelen grup, Filistin’deki soykırıma dikkat çekiyor. Katılımcılar, İsrail ile olan ticari ilişkilerin kesilmesi gerektiğini vurgularken, zulme karşı sessiz kalanlara da tepki gösteriyor.
Bursa 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda farklı meslek gruplarından kişiler bir araya gelerek 345 gündür Filistin için ses olmaya çalışıyor. 7 Ekim’den bu yana İsrail’in sürdürdüğü soykırıma karşı tüm dünyada sesler yükselirken Bursa’da 70-80 kişilik bir grup 345 gün boyunca her akşam Demokrasi Meydanı’nda Filistin’de yaşanan zulme karşı ses olmak için bir araya geliyorlar.
Türkiye’nin İsrail ile yapılan tüm anlaşmaları ve arabuluculukların bitirilmesi gerektiğini vurgulayarak yetkililere sesleniyorlar. Beyaz bir önlüğün üzerinde yer alan kanlı el sembolleri ile yaşanan katliama dikkat çekiyorlar.
“FİLİSİTİN HALKI DİRENİYOR”
Filistin’de yaşanan zulme karşı farkındalık oluşturmak için her akşam bir araya geldiklerini dile getiren Matematik Öğretmeni Yavuz Süslü, “Türkiye’nin limanlarında hala ticaret devam ediyor. İsrail dur durak bilmiyor. Önce Filistin, Lübnan, Suriye derken bizim ülkemize de göz dikecekler. Dünyanın gözleri önünde çok büyük bir katliam yaşanıyor. Filistin halkı direniyor. Pes etmiyor. Anneleri, babaları, çocukları gözleri önünde ölüyor. Ama vatanı bırakmıyorlar. Biz onların davasına destek olmak ve orada yaşanan zulme karşı ses olmak için burada vatandaşları bilinçlendiriyoruz. Bizim yetkililerden İsrail ile gerek doğrudan gerekse dolaylı yoldan yapılan tüm ticareti sonlandırmalarını istiyoruz. Muhalefetin mücadele eden Hamas’ı terörist olarak göstermesi kabul edilir bir şey değil. Terörist olarak niteledikleri o grup bir mücadele veriyor.” dedi.
“İNANDIĞIMIZ GİBİ YAŞAMAKTAN KORKUYORUZ”
Kıyafetlerinde gösterdikleri ‘kanlı el’in yalnızca yöneticileri değil, zulüm karşısında susan gazetecileri, sanatçıları da temsil ettiğine değinen Süslü, “Halk nazarında bir talep olsa kimse buna sessiz kalamaz. Ben inanıyorum ki ülkeyi yönetenlerin mutlaka bir anket çalışmasıvar. Ama şu anda herkes kendi derdinde, emperyalistler söylemleriyle bizi bölmüşler. İnandığımız gibi yaşamaktan korkutuğumuz toplumumuzda, yaşadıklarımıza inanmak istiyoruz. Avrupa’da Amerika’da binlerce kişi sokaklara döküldü ama maalesef Türkiye’nin yüzde doksanı Müslüman olmasına rağmen bu uğurda sesini yükselten çok az kişiyiz. Fedakârlık yapılmadan hiçbir şey olmuyor. Bedel ödenmez ise şereflendirilmeyiz. Türkiye’nin yöneticileri gerekeni söylüyor. Bizler de söylüyoruz. Ama somut anlamda bir hareket olmuyor. Yeniden söylüyoruz. ‘İSRAİL İLE OLAN TÜM TİCARİ LİŞKİLERİMİZİ KESELİM’ Abbas yönetimi ve onun yandaşlarının üzerinden işgalle ticaret devam ediyor. Biz de bunları İbrahim'in ateşine taşıyan karınca misali gündeme getirmek için çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.