Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Kimya Konseyi, kimya sektörünün kamu, üniversite ve iş dünyası paydaşlarını bir araya getiren istişare toplantısını Uludağ’daki Bursa Business School’da gerçekleştirdi. Toplantıya katılım gösteren BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Gülmez, kimya sektörünün Türkiye ekonomisi için kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Gülmez, kimya sektörünün dış ticaret ve üretim kapasitesine dikkat çekerek, “Kimya sektörü, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri. Biz, bu sektörde ihracatın artırılması, nitelikli üretim ve istihdamın sağlanması için yoğun çaba sarf ediyoruz. BTSO çatısı altında, kimya sektörünü büyütmek ve dünya pazarlarına açılmalarını sağlamak için projeler geliştiriyoruz,” dedi. Gülmez ayrıca, sektöre yönelik Ur-Ge projeleri ve stratejik çalışmalarla Bursa’nın rekabet gücüne katkı sağladıklarını belirtti.
Toplantıda konuşan BTSO Kimya Konseyi Başkanı İlker Duran, kimya sektörünün geniş bir yelpazede birçok sektöre katkı sağladığını belirterek, “Dünyadaki kimya ticaret hacmi 2,2 trilyon doları buluyor. Ülkemizde de kimya sektörü, kritik bir öneme sahip. Bu nedenle sektörün tüm paydaşlarının ortak akıl ile hareket etmesi gerekiyor,” dedi. Duran, ayrıca üniversite-sanayi iş birliğinin önemine vurgu yaparak, inovasyona dayalı projelerin sektörü güçlendireceğini ifade etti. Konsey Başkanı İlker Duran, şehir içindeki plansız üretim alanlarının taşınmasının gerektiğini belirterek, KOBİ OSB projesine destek verdi. Bursa’daki kimyasal risklerin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Duran, “Kent merkezinde yanıcı, patlayıcı kimyasalların üretim ve depolama alanlarının bulunması büyük bir risk oluşturuyor. Bu nedenle uygun alanlar belirlenmeli ve sektörün gelişimi için bu alanlarda üretim yapılmalı,” dedi. Ayrıca, hava kirliliği ve trafik gibi sorunların çözülmesi adına bu projenin önemine değindi.
Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Tekin Mutlu ise, şehirdeki kimyasal risklerin önemine dikkat çekti. Mutlu, Bursa’daki kimyasal risk haritasının olmaması ve olası bir deprem sonrası kimyasal sızıntıların büyük felakete yol açabileceği uyarısında bulundu. KOBİ OSB’nin kurulmasının bu riskleri azaltacağını ve sektörün güvenli bir şekilde gelişmesini sağlayacağını belirtti.