Gürkan, bu soruşturma kapsamında bağımsız yargı tarafından verilen kararların, hukuk devleti ilkesinin doğal bir sonucu olduğunu belirtti.
Gürkan, "Suç örgütü yöneticiliği", "rüşvet" ve "ihaleye fesat karıştırmak" gibi ciddi suçlamalarla karşı karşıya olan kişilere yönelik yasal sürecin, CHP yöneticilerinin ve üyelerinin karşılıklı suçlamalarıyla başlatıldığını vurguladı. Bu süreçte, muhalefet partisinin kendi içindeki krizleri ve belediyelerini saran yolsuzluk ekosistemini, hükümete mal etmeye çalışmasının sorumluluktan kaçmak anlamına geldiğini ifade etti.
Yüz milyarlarca liralık yolsuzluk iddialarının siyasallaştırılarak mağduriyet algısı oluşturulma çabalarının, hem hukuka hem de kamu vicdanına zarar verdiğini dile getiren Gürkan, hiçbir kişinin hukukun üstünde olamayacağını ve herkesin adil bir şekilde yargılanma hakkına sahip olduğunu hatırlattı.
Ayrıca, emniyet ve yargı organlarının büyük hassasiyetle yürüttüğü bu sürecin, toplumsal huzurun ve kamu düzeninin korunmasını da gerektirdiğini belirten Gürkan, siyasi aktörlere ve tüm vatandaşlara provokatif eylemlerden kaçınma ve yargı süreçlerine saygı gösterme çağrısında bulundu.
Gürkan, Türkiye'nin istikrarı ve kalkınmasının her şeyin önünde olduğunu vurgulayarak, milletin feraset ve vicdan sahibi olduğunu ve gerçekleri net bir şekilde gördüğünden emin olduklarını söyledi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu bazı şüpheliler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında bağımsız yargı tarafından verilen kararlar, hukuk devleti ilkesinin en tabii sonucudur. Öncelikle altını çizmek… pic.twitter.com/8D5uJfaAM1
— Davut Gürkan (@davutgurkan) March 23, 2025