40 yıldır aynı sıkıntı! Bursa'da Nilüfer Çayı'ndan zehir akıyor

Kaynağını Uludağ'dan alan ve Bursa ovasını tek başına besleyebilen Nilüfer Çayı'ndan zehir akıyor. Yılın belirli zamanlarında balık ölümlerinin yaşandığı çaydan alınan numunede tertemiz akması gereken suyun görüntüsü petrolü andırıyor. Bölgede yaşayanlar 30-40 yıldır sanayileşmenin artmasıyla aynı sıkıntının yaşandığını dile getirdi.

Haber Giriş Tarihi: 28.05.2024 11:10
Haber Güncellenme Tarihi: 28.05.2024 11:10

Bursa'nın önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Çayı'nın rengi, sanayileşme nedeniyle adeta katrana döndü. Kilometrelerce uzunluğuyla tarım alanlarının vazgeçilmez su kaynağı olan çayda bazı zamanlarda toplu balık ölümleri görülüyor. Geçtiği güzergah boyunca çok sayıda fabrikanın kimyasal ve boya atıklarıyla kirlenen Nilüfer Çayı'nın suyu Bursa ovasını suluyor. Simsiyah suyla tarımsal sulama yapılması milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye atıyor.

“80'LERDE 9 KİLOGRAMLIK YAYIN BALIKLARI YAŞARDI, ŞİMDİ KURBAĞA BİLE YOK”

Karacabey İlçesi İnkaya Mahallesi Muhtarı Hayrettin Başaran, “Bu sorun sadece biz köylülerin sorunu değil, tüm Türkiye'nin sorunu. Çünkü bu köylerden çıkan mahsullerin hepsi zehirli. 2016 yılında çevrecilerle bir kez daha eylem yapmıştık. Maalesef hiç kimseye sesimizi duyuramadık. Akan su resmen zehir. Bu zehirle sulanan mahsul tüketene de üretene de zarar. Ben çocukken 80'li yıllarda burada tutulan yayın balığının 9 buçuk kilogram geldiğini biliyorum. Ama şu an bu çayda bir tane kurbağa yaşamıyor. Bu canlıların tekrar bu çayda yaşayıp, bu insanların da bu zevki yaşaması en büyük hakkıdır” şeklinde konuştu.

LONGOZ ORMANLARI TEHLİKEDE

İlhan Güven, “Nilüfer Çayı, ileriki tarihlerde longoz ormanlarının kurumasına sebep olacak. Bunu yetkililer duyar da el atarsa, longoz ormanlarını da kurtarmış oluruz. Görüntüsü petrolü andırıyor, yağmur yağdığında temiz gibi görünse de pislik yine akmaya devam ediyor. Yaz aylarında köylerde kokudan durulmuyor. Eylül, ekim aylarında burada çok fazla balık ölümü gerçekleşti. Derede balık avlamak yasak deniliyor ama toplu ölümlere gelince kimse sesini çıkarmıyor” ifadelerini kullandı.